10.10.2014

Her sene bir 'Gezi' tezgâhı 'Kobani düşerse, çözüm süreci biter." Miş. Yahu ne alakası var Kobani ile çözüm sürecinin? Ne kadar meraklısınız bitirmeye!



Gerçi, rahatsızlığınızı biliyorduk, bitirmeye istekli olduğunuzu biliyorduk.

Çözüm süreci bir an önce bitsin de eski günlere dönelim diye gece gündüz çaba harcadığınızı görüyorduk.

Size kalsa hiç başlayamazdı onun da farkındayız, fakat bu kadarı fazla.



Az ötede Kamışlı var; onu da bahse dâhil edin.

'Kamışlı düşerse çözüm süreci biter' deyiverin, ne olacak?

Belki Kobani ile bitmez.

Tedbir olsun.

Yanlış anlaşılmasın; Kobani'nin düşmesini kesinlikle istemeyiz.

Düşmeyi geç, tek mermiye bile hedef olmasına karşıyız.

Ama karşıda azgın bir güruh var.

Buldozerin çiçekleri ezmesi gibi yerle bir ederek geçmek istiyor.

Siz de böyle savunamaz haldeyken, neler yaşanacağı belli olmaz; düşmez kalkmaz bir Allah.



Bu şartlı şurtlu açıklamalara başka maddeler de eklemek mümkün.

'Döviz düşerse, çözüm süreci biter.'

'Borsa düşerse, çözüm süreci biter.'

'Yıldırım düşerse, çözüm süreci biter.'

'Çocuk düşerse, çözüm süreci biter.'

O kafa, düşme ihtimali bulunan ne varsa şart koşabilir.

Çünkü o kafa, çocukları toprağa düşmeye itiyor bile isteye.

Sokağa çıkarıyor, gösteri yapmak adına ölüme gönderiyor.

Sokaklarda şu yaşananlara bakın.

Ne varsa yakıp yıkanlara, okulları ateşe verenlere, marketleri yağmalayanlara, arabaları ters çevirenlere, can kurtaranları kundaklayanlara, askere polise sivil halka bomba atanlara bir bakın.

Bayrağımızı yakanlara bakın. Devlet kurumlarını kuşatanlara, kütüphane, yetimhane yakanlara bakın...

Her sene bir Gezi programı tezgâhlamaya çalışanlara bir daha bakın.


'Devlet Kobani'ye müdahale etsin. Işid'e karşı savaşsın. Yok savaşmasın, bize silah versin.'

Ne istediklerinden bile haberleri yok.

Taleplerinin ne anlama geldiğinin farkında değiller.

Birinin elini ayağını bağlayıp, ağzını da bantladıktan sonra 'Konuş bakalım' demeye benziyor.

Meclis'te oylanan tezkere işte bunun içindi muhterem.

Siz ne sanmıştınız?

Madem Kobani'ye Türkiye'nin müdahale etmesinden yanaydınız, tezkereye niye karşı çıktınız?

Sınır dışı operasyon için yetki istenmişti.

Yoksa Kobani'nin sınır dışında olduğunu anlayamamış mıydınız?

Muhtemeldir, zira sizin haritalarınız başka türlü.

*

Zihniniz o haritalara gitmiş olabilir; yıllarca baka baka o haritaya kafayı fazla takmışsınızdır belki.

Her ihtimale karşı hatırlatayım:

Kobani ile aramızda sınır var.

Orası başka bir ülke.

Askerimizin oraya gidip Kobani'deki insanları terör zulmünden kurtarması için yetki gerekiyor.

Çapulcu sürüsü gibi paldır küldür gidilmez.

Yani iyi bildiğiniz o usûl, devletler için geçerli değildir.

*

Sadece silah verme düşüncesi ise yeryüzündeki bütün ihtimallerin en sonuncusu dahi olamayacak kadar saçma bir talep.

Türkiye silah gönderirse, o silahların daha sonra kendine çevrilmeme ihtimali yok. Tamam, Türkiye her zaman iyi niyetlidir, insancıldır ama her şeyde olduğu gibi onun da bir haddi var.

O kadar fazla iyi niyet, saflığa girer.

Son söz:

Her sene bir Gezi planı, turistik maksatlı olursa makuldür; kalkışma maksatlı olunca vaziyet değişir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder