6.11.2014

YENİ TÜRKİYE'NİN AYAK SESLERİ : BİZİ BÖLMEK VE ÇATIŞTIRMAK İSTEYENLERE KARŞI BÜTÜNLEŞECEĞİZ.AYRIŞTIRMAK İSTEYENLERE KARŞI İNAT BİRLEŞECEĞİZ.BÜYÜK TÜRKİYE KURULACAK. KAÇIŞ YOK.


-YENİ TÜRKİYE'NİN YENİ EKONOMİSİ
- ONE MİNUTE ÇIKIŞI
-ÇİN VE RUSYA'NIN HAMLELERİ 
-AVRASYA'NIN MERKEZİ
-ÇÖZÜM SÜRECİNDE GAP'IN ROLÜ
-SURİYELİ GÖÇÜ SONRASI GAP'IN ROLÜ
-YENİ HARİTA TÜRKİYENİN BÜYÜK RESİMİ
-AFGANİSTAN'DAN IŞİD'E UZANAN YOL
-OĞUL GEORGE WALKER BUSH 
-YENİ TÜRKİYE'NİN DEVLET AKLI
-SONUÇ

Yeni Türkiye'nin Savunma Gücü
YENİ TÜRKİYE KENDİSİNİ KULLANDIRACAK
BİR ÜLKE DEĞİLDİR.''
SURİYE'DE İÇ SAVAŞ SÜRERKEN,
CAN GÜVENLİĞİMİZİN EHİL ELLERDE BULUNDUĞUNU GÖSTERİYOR. BU MANŞETLERE DİKKATLE BAKINIZ: 

Nitekim Cumhurbaşkanı olarak ilk kez yeni yasama yılının açılışında Meclis'e hitap eden Tayyip Erdoğan konuşmasında, Yeni Türkiye'nin savunma gücüne özel yer ayırdı. Öyle önemli analizler yaptı ki sadece günümüzü değil, Yeni Türkiye'nin geleceğinin de şifrelerini verdi

Türk Ordu'sunun modern tankları namlularını Suriye'ye çevirdi.
TSK'nın en vurucu gücü ATMACALAR sınırda konuşlandı.
TSK'nın 40 kilometre uzaklığı vuran FIRTINA OBÜSLERİ,
yönünü Suriye'ye ayarladı.
TSK'nın DELTA FORCE gücü görev emri bekliyor."
Türkiye bu konuma kolay gelmedi. Bu güzel gelişmelerin arkasında,
MİLLİ HÜKÜMET-MİLLİ ORDU-MİLLİ SAVUNMA SANAYİ STRATEJİSİ bulunuyor.

One minute çıkışı...

1) MİLLİ İKTİDAR: 
2002'den sonraki döneme damgasını vuran siyasi ve ekonomik istikrar Türkiye'nin itibarını arttırdı. 2009'dan sonra Türkiye'nin uluslararası camiada da sesi yükseldi. Bunu sağlayan Erdoğan'ın, 2009 Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı'na karşı 'One minute' çıkışıydı. 2013 yılında yıllarca Türkiye'nin kanını emen IMF prangasından kurtulan Türkiye yepyeni denizlere açıldı. Bugün, Aziz milletimiz Milli İktidar'ın 'İlkeli, Kararlı Dik Duruşlu Tavrı'nın onurunu yaşıyor.
2) MİLLİ ORDU: Tayyip Erdoğan-Necdet Özel'in beraberliği, TSK'nın çağa uygun yeniden yapılandırılmasına yol açtı.
Milli HÜKÜMET, MİLLİ ORDU'nun 2023 vizyonuna göre yol haritasını belirledi.
3) MİLLİ SİLAH: Milli Ordu konsepti doğrultusunda, MİLLİ SİLAH projelerine hız veriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu alandaki gelişmelere Meclis konuşmasında özel yer ayırdı: "Ülkemizin ve milletimizin yeniden elde ettiği özgüven sayesinde Türkiye, kendi tankını, kendi milli savaş gemilerini, ATAK helikopterlerini, insansız hava araçlarını, haberleşme uydularını, milli piyade tüfeklerini, roketatarlarını ve daha birçok savunma teçhizatını üretir konuma gelmiştir." Bu önemli gelişmelerin ışığında, önceki gün Yeni Türkiye'nin, havacılık alanında yerli üretim için atağa kalkışına imkân verecek, 'Havacılık ve Uzay Teknolojileri Alanında Desteklemede Öncelikli Projeler' yönetmeliği yayımlandı.
Buna göre havacılık alanında yıllardır dışa bağımlı kalan Türkiye, artık kendi uçağını, helikopterini üretecek.
SONUÇ: MİLLİ HÜKÜMETMİLLİ ORDU'nun ne demek olduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan net biçimde açıkladı: "Büyük devlet, sınırlarını dünyaya kapatan ve risklerden kaçan devlet değil; sınırlarının ötesine gönlünü açabilen, krizlerde inisiyatif alabilen devlettir.
Yeni Türkiye, mevcutla yetinenbir devlet olamaz. Türkiye, oyun kurucu, inisiyatif alan, mesuliyetinin bilinciyle barış ve dayanışma için mücadele eden bir devlet konumuna yükselmiştir. 
YENİ TÜRKİYE KENDİSİNİ KULLANDIRACAK BİR ÜLKE DEĞİLDİR.''


Yeni Türkiye'nin yeni ekonomisi

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra çizilen sınırların çok da anlamlı sınırlar olmadığını gördük. Aslında şöyle bir baktığımızda, etnik yapı, din, mezhep yapısı olarak bugünün dünyasında artık ülkelerin sınırlarıyla tekrar uğraşmanın anlamsız olduğunu söyledik. Bu sınırların ülkeler arasında büyük duvarlar teşkil etmesi değil, sadece siyasi, idari yönetim sınırı haline nasıl getirebiliriz bunun için çalıştık, uğraştık...

DEVAMI :

İdari ve siyasi sınırların ötesinde bir ekonomik coğrafya için Yeni Türkiye'nin hazırlıkları olmalıdır...
Bu coğrafyanın en temel özelliği olan çok kültürlülüğün muhafazası, farklılıklara saygı ve farklılıkları bir zenginlik olarak ele alabilme... Bu coğrafya bunu yüzlerce yıl başarabildi. Doğru ilkeler, doğru prensipler ve doğru yönetimler işbaşında olduğunda bu sağlandı. Bundan sonraki dönemle alakalı da bizim kuvvetli bir ümidimiz ve vizyonumuz var."
Bu sözleri, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dünya Ekonomik Forum'unda söyledi. Yeni bir dünya düzeni kuruluyor. Babacan'ın sözleri, Yeni Türkiye'nin ayak sesleri olarak kabul edilmelidir. 

Çin ve Rusya'nın hamleleri 
ABD ve İngiltere'nin yönettiği dünya düzeni sarsılıyor. Yeni bir dünya düzeni kurmada, Rusya ve Çin'in çalışmaları sürüyor, yeni ittifaklar ve alternatif uluslararası teşkilatlar gibi somut girişimlerinden bahsediliyor. Yeni Türkiye'nin geleceğini çok yakından ilgilendiren hayati gelişmeler oluyor.
Nedir bunlar?
BİR) BRİCKS...
TARİH: TEMMUZ- 2014 Dünya ekonomisinin dörtte birini oluşturan Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika, yani beş büyük gelişen ülke kendi IMF ve Dünya Bankalarını kurdular.
Bu topluluk, dünya üretiminin yüzde 24.5 kadarını temsil ederken, 100 milyar dolar sermayeli yeni bir Kalkınma Bankasını faaliyete geçirdiler. Hem IMF ve Dünya Bankası'nın tahtını sallayacakları söyleniyor.
BRICS üyeleri, dünya ekonomisinin ve nüfusunun en az yüzde birine sahiptiler, 20-
30 yıl içinde de Batılı 7 sanayileşmiş ülkeyi geçecekleri ifade ediliyor. İKİ) ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ EYLÜL-2014: Tacikistan'ın başkenti Duşanbe yakınlarındaki çam ormanında toplanan örgüte üye ülkeleri ve gözlemcileri toplarsanız dünya nüfusunun yarısını kapsadığını görmek mümkündü.
NATO'nun Asya'daki faaliyetlerine karşı kendi çıkarlarını koruyabilmek için Şanghay İşbirliği Örgütü'ne başvuru yapan Hindistan, Pakistan, İran ve Moğolistan'ın üyelikleri için karar taslağı onaylanıyordu. Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye 6 ülkeye, Hindistan, Pakistan, İran ve Moğolistan'ın katılması, ŞİÖ'nün farklı bir nitelikte küresel kuvvet merkezine dönüşme olanağını verecekti. 

Avrasya'nın merkezi... 

Küreselleşen bir dünyada tek başına rekabet edebilmenin güçlüğünü gören ülkeler, bölgesel bloklar oluşturarak kendi bölgeleri içinde tek bir pazar oluşturmaya, ortak siyasi, hukuki ve sosyal sistemler kurmaya çalışmaktadırlar. Dünya ticaretinin gelecekte üç kutuplu bir merkezde gerçekleşmesi tahmin edilmektedir. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması bölgesi, BRİCKS... Ve Avrupa Birliği. Ülkemiz 21'inci Yüzyıl'da ağırlığı giderek artacak olan Avrasya olarak adlandırdığımız Orta Asya, Kafkasya ve Karadeniz bölgesinin merkez ülkesi olma konumundadır. Bu nedenlerle Türkiye, Avrupa ile Karadeniz, Kafkaslar ve Orta Asya ülkeleri arasında çok önemli bir bağ oluşturacaktır.

SONUÇ: 
Yeni Türkiye, BRİCKS'E katılırsa ne olur? Yeni Türkiye, dünya ekonomik eksenlerini değiştirecek konuma geliyor. Rusya Lideri Putin, ısrarla Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı BRİCKS'E katılıma çağırırken, böyle bir hamle, batının kulağına çok kar suyu kaçıracaktır.
Yeni Türkiye önce 2023 te, sonra da çok daha güçlü bir şekilde 2071 de dünyanın sayılı ekonomisi ve gücü olacak ve lider ülke Türkiye iddiası gerçekleşecektir.

Çözüm sürecinde GAP'ın rolü


ABD ve dünyanın en meşhur stratejisti Henry Kissinger diyor ki:
Devletleri kontrol etmek için petrolü, halkları kontrol etmek için suyu kontrol etmek yeterlidir. Bu sözü, hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız...
27 Mayıs 2008 günü Diyarbakır'daydım.
Başbakan Tayyip Erdoğan, stratejik bir eylem planını açıklamak için kadim şehrimizde kürsüye çıkıyordu:
"GAP, DAP ve KOP olarak bilinen bu projelerle ilgili ayrıntılı eylem planımızı tamamlamış bulunuyoruz. Finansman kaynağımızı belirledik, yapılacak işleri somut bir takvime bağladık. Bu projeler, gerek bölge insanımız, gerek Türkiye'nin her tarafında bütün milletimiz için talih değiştirecek önemde sonuçlar üretecektir. Bunlar, bölgelerimiz arasında ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme farklarını ortadan kaldıracak, geri kalmışlığın getirdiği işsizlik ve göç gibi sorunlarda bizi rahatlatacakkurtuluş projeleridir. Yıllardır, bölge insanımız başta olmak üzere milletimize evlat acısı yaşatan bölücü terör belasının istismar ettiği sosyo-ekonomik yaralar, bu projelerle inanıyorum ki, kapanacaktır'' Aradan 6 yıl geçti. Katil İŞİD'in katliamından kurtulmak için 2 günde 150 bin Kürt kardeşimizin Suruç ilçesine sığındığı günlerde Şanlıurfa'da Halil İbrahim Buluşmaları bağlamında yapılan 'Dostluğun Kalbine Yürüyüş'e katıldım.
Kürt kardeşlerimize uzatılan şefkat ellerini gördükten sonra, GAP'ın nereden nereye geldiğini yakından görmek içinGAP Başkanı Sadrettin Karahocagil'le konuştum. Bir gerçeğin altını muhakkak çizmemiz gerekiyor.
Her zaman sağduyusuna, özverisine, fedakârlığına saygı duyacağımız bir toplumumuz var. Şanlıurfalılar tarafından sorunun azaltılması için gösterilen büyük çaba büyük harflerle yazılmalıdır. Dünya seyrederken bir insanlık dramı yaşanırken, bu dramın azaltılması için paylaşılması ve hafifletilme çalışmalarında aziz halkımızın gösterdiği yakınlık sözlerle zor ifade edilir.

SURİYELİ GÖÇÜ SONRASI GAP'IN ROLÜ:

 GAP Başkanı Sadrettin Karahocagil'in "Son dönemde Suriye'den gelen göçün Şanlıurfa'da sıkıntılara neden olmamasında GAP'ın rolü büyük oldu. Şanlıurfa yatırımlarda en çok ilgi duyulan yerlerden biri oldu. Belki de tüm bu sıkıntılardan etkilenmememizin sebebi bu... Binlerce Suriyeli geldi, işsizliğin patlamasını bekliyorduk. Özellikle tarımda işçiye ihtiyacımız varmış. Bölgede Urfa, Mardin ve Şırnak'ta önemli bir olay yaşanmadı'' sözlerini duyunca 'Kadere bakın' demekten kendimi alamadım.
Siyası olarak Hafız Esat'ın Suriye'si, Arz-ı Mevut (Nil'den Fırat'a kadar olan bölge) için İsrail, yıllarca GAP'ın yapımını kösteklemişlerdi. PKK'nın kurulmasını sağlamışlardı. Bölücü faaliyetlerin destekçisi olan AB ve İngiltere'nin asıl hedefi GAP'ı önlemekti. Ilısu barajı için kredi antlaşmalarından değişik sebepler uydurularak Almanya, Avusturya çekilmişti.
Türkiye, yılmadı, durmadı, GAP'ı inşa etti. Baba Hafız Esat'ın yıllarca ezdiği ve oğul Beşar Esed'in bombaladığıKürt kardeşlerimize, GAP yıllarca sonra can veriyordu, hayat veriyordu.
Karahocagil'in son sözleri : "Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak'ı kapsayan GAP ile 22 baraj ve 19 hidroelektrik santralinin tamamlanmasının sonuna gelindi. Çok yakında 1,82 milyon hektar alan sulamaya açılacak, yılda 27 milyar kilovat saat hidroelektrik enerji üretimi gerçekleşecek."
SONUÇ: GAP, artık sadece enerji ve sulama yatırımlarından oluşan bir altyapı projesi olarak değil, Türkiye'nin geleceğine yapılan bir yatırımdır. GAP, Anadolu için bir başarı, kalkınma ve zenginlik sembolü olacaktır. GAP, Büyük Türkiye hedefimizin mihenk taşıdır.

YENİ HARİTA TÜRKİYENİN BÜYÜK RESİMİ

TBMM'de kabul gören tezkere, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun patronajındaki Yeni Türkiye'nin stratejik aklının, Ortadoğu'daki gelişmeleri bir bütün olarak gördüğünü işaret ediyor. Tezkerenin geniş kapsamlı oluşu, Irak ve Suriye tezkerelerinin birleştirilmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı hazırlıklar, Ortadoğu'daki gelişmelerin BÜYÜK RESİM içinde değerlendirildiğini gösteriyor.
1915'lerde İngiltere ve Fransa tarafından cetvelle çizilen Ortadoğu'da günümüzde 6 küresel güç, kıran kırana çarpışıyor, yeni Ortadoğu haritasını çiziyor. Yeni Ortadoğu haritaları çizilirken, 6 küresel güç, Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa bir tarafta Rusya ve Çin bir başka yanda stratejik hamleler yapıyor. Bu sefer, Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden doğan Türkiye'de jeostratejik konumunu tarihinde ilk kez çok maharetle kullanarak 100 yıl sonra bu haritanın çizilmesinde etkili bir aktör olmak istiyor.
100 yıl önce, Osmanlı İmparatorluğu'nun hâkimiyeti altındaki Orta Doğu petrol varlığı, İngilizler tarafından tespit edilmiş, İngiltere, petrol siyasetini 1900'lerde tüm stratejilerinin birinci sırasına koymuştu. 20'inci Yüzyıl'a damgasını vuran ve 21'İNCİ YÜZYILIN DA KADERİNİ BELİRLEYECEK PETROL/GAZ yataklarının mülkiyeti 1. DÜNYA SAVAŞI'nın temel ekonomik nedenlerindendir. Yeni Ortadoğu Haritası çizilirken esas kavganın ENERJİ HAVZALARI VE ENERJİ ULAŞIM HATLARI üzerinde gerçekleştiğini görmemek, Ortadoğu'da meydana gelen olayları anlamamaktır. Bir gerçeği büyük harflerle yazmalıyız. Oynanan oyunların önemli başlıklarında, YENİ TÜRKİYE'Yİ PAYLAŞIM MASASINDAN UZAK TUTMA planları vardır. 30 yıl boyunca Asala, Dev-Yol, PKK, ekonomik krizlerle karşı karşıya kalmamızın asıl nedeni de; Türkiye'nin başını alıp gitmesini engellemekti. 2002'den bu yana sağlanan siyasi ve ekonomik istikrar, 2023'te dünyanın onuncu ekonomisi olma stratejisiyle harekete geçen Erdoğan liderliğindeki Yeni Türkiye'den, küresel güçler ilk defa zorlanıyor.
Bu sefer, Türkiye'yi paylaşım masasından kaldıramayacaklar. Son dönemdiki projeler, Türkiye'ye güç ve özgüven kazandırıyor:
1) Hazar entegrasyonu, Azerbaycan-
Gürcistan-Türkiye-Avrupa hattında TANAP...
2) Kuzey Irak Kürt Petrolleri, Erbil, Kerkük Musul üzerinden Ceyhan'a akıyor 3) Nükleer santraller inşa ediliyor. Akkuyu ve Sinop'tan sonra 3. santral ihalesi geliyor.
Bu hamlelerimizi kırmaya, yönünü değiştirmeye teşne o kadar çok mahfil var ki.
Korkuları. Büyük Türkiye.. Türkiye'nin önünü kesmek ve Türkiye'yi çıktığı kabuğa geri doldurmak içinde, ÇÖZÜM SÜRECİ'ni baltalama çalışmaları da içten-dıştan devam ediyor... Kürt petrolünün Türkiye aracılığıyla dış pazarlara açılmasının hemen akabinde baş gösteren IŞİD'in enerji noktalarını seçmesi, Irak'ın merkezine, Bağdat'a yürümek yerine Irak ve Suriye Kürtlerinin üzerine yürümesinin arkasındaki sebep, Türkiye-Kürt enerji işbirliğinden duyulan açık rahatsızlıktır.

SONUÇ
: Tüm bunları dikkate aldığımızda, Ortadoğu'da ortaya çıkan son durumun Türkiye'nin bölgede görünür olmasıyla birebir ilişkili olduğu açık. Büyük Türkiye'nin yeni Ortadoğu haritasını çizmekte olan 6 küresel güç masasına oturma yolunda ilerlemesi değil midir?

Afganistan'dan IŞİD'e uzanan yol
Bugün Irak'ta, Suriye'de, Ortadoğu'da yaşananları anlamak ve İŞİD'in ne olduğunu, nereden ve nasıl çıkarıldığını doğru biçimde değerlendirmek için Afganistan'a bakmakta yarar var. Afganistan'dan IŞİD'e uzanan yollara bir göz gezdirelim:

2 AĞUSTOS 1990: 
Irak, bir gece yarısı Kuveyt'e girdi. Kuveyt'in işgaliyle birlikte bölgede tüm dengeler değişti. ABD Başkanı Baba Bush'un, arka planda destek olduğu sonradan anlaşıldı. ABD liderliğinde adeta bir dünya koalisyonu kuruldu...
O günlerde Amerika basınında Türkiye'nin Kerkük ve Musul'u alabileceği yazılıyor, bazı Amerikalı yetkililer de Türkiye'yi Kuzey Irak'ı alabileceği konusunda cesaretlendiriyordu... Türkiye'de; Özal ile Bush arasındaki şu diyalog konuşuluyordu: "Bush: Sayın Özal, Kuzey Irak ve Kerkük'e girin...
Özal: Sayın Bush, bugün gir diyorsunuz. Yarın da çık dersiniz.
Bush: Kim girdiği yerden çıktı ki siz de çıkacaksınız... Kıbrıs'a girdikten sonra çıktınız mı?" (Gazeteler, 20.6.2014) ABD'nin o günlerdeki niyeti Türkiye'yi kuzeyden Irak'a sokmaktı. Baba Bush'un oyunlarından zor kurtulduk. 

Oğul George Walker Bush 

George Walker Bush, yani oğul BUSH, Ocak 2001 ila Ocak 2009 arasında iki dönem ABD Başkanı olarak görev yaptı.
7 EKİM 2001: ABD öncülüğünde koalisyon güçleri, Afganistan'a girdi.
Hedef, Taliban'ı yok etmekti. 2014'lere geldik. Taliban hala ayakta. Afganistan'da istikrarsızlık devam ediyor. Pakistan'da milyonlarca mülteci yaşıyor.
20 MART 2003: ABD ve İngiltere önderliğinde oluşturulan koalisyon, Irak'ı işgal etti. İşgal, bütün bölgede büyük altüst oluşlara yol açtı. Hedef, Ortadoğu'nun, ABD'nin çıkarları doğrultusunda bütünüyle yeniden şekillendirilmesi amaçlanıyordu. İşgalin planlayancısı Neo-Con'ların beyni Wolfowitz Ortadoğu'da ABD'nin "yeni güç merkezleri oluşturma teşebbüslerini engellemek ve muhtemel rakipler daha büyük roller oynamaya heveslenmeden caydırmak" için "gerektiğinde tek başına harekete geçmekten kaçınmayacak" bir kararlılıkla askeri güce dayanmak gerektiğini savunuyordu.
TBMM tarihi bir kararla, İslam coğrafyasına ABD askeriyle beraber Türk ordusunun gidişine, Irak'a ABD askerinin kuzeyden (Anadolu topraklarından) müdahale için geçmesine mani oldu.
Bunun yerine, NATO üyesi olmak hasebiyle; hava sahasını ve İncirlik Üssü'nü kullanıma açtı. Oğul Bush, Irak'ı Özgürleştirme Operasyonu diye başlattığı, işgalle, istikrarsız Irak, Suriye. Akan kan ve gözyaşları, ölen milyonları arkasında bıraktı gitti.

BUGÜN: 
Obama 2'inci dönem başkanlığının 2'inci yılında, BUSH olmaya doğru yürüyor-yürütülüyor. Derin Amerika'nın silah-kimya-petrol grupları ve Neo-Con'lar canlı mı canlı. Ortadoğu çok karışık. İstikrar yok. Irak ve Suriye paramparça. Taliban'ın devamı olan silahlı çeteler var. El kaide, İŞİD, El Nusra ortalarda. Türkiye 2 milyonu bulan mülteci ile tek başına kaldı. Elbette, Türkiye; sınırlarımız boyunca yaşananlara kayıtsız kalamaz ve dengeleri başkalarının kurmasına müsaade edemez.

SONUÇ: 
ABD Başkanı Obama'nın söylediği gibi, IŞİD'e karşı savaş belli ki yıllar alacak. Yani ister istemez hem insani hem maddi zaiyat, hem de Türkiye topraklarına yönelen tehdit gittikçe artacak. Bu açıdan bakınca, düşmanlıkları derinleştirmek değil dostluklar inşa etme zamanındayız. Çünkü onlar uzakta, gidici... Biz ise aynı coğrafyanın insanları, aynı dinin, İslam medeniyetinin mensuplarıyız. Kardeşlerimizle ebediyen beraber yaşayacağız. Bin düşünerek hareket etmek, Türkiye'nin geleceğine konacak olası ipoteklerin önüne geçecektir.

Yeni Türkiye'nin devlet aklı

Yeni Türkiye'nin 2023 stratejisiyle bire bir ilişkisi bulunanHaziran 2015 seçimlerine 260 gün (8,5 ay ) kaldı. Genel seçim hattındaki en hayati değişiklik, Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığa gelişi oldu. Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün (29 Ağustos-
29 Eylül), Başbakanlıkta 1 ayını tamamladı. 
Çok değil, 1 ay önce, Ağustos ayında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeni Genel Başkanın, yeni Başbakanın belirlendiği, Türkiye'yi 2023'e taşıyacak kadroların dizayn edildiği kritik süreci son derece başarılı biçimde yönetti.

Geçen yıl bu aylarda bir takım mahfiller ciddi sancıların, türbülansların yaşanacağı tahminlerini yürütüyordu. Hatta Gezi ile 17-25 Aralık'tan sonra Erdoğan'ın değil Cumhurbaşkanlığı Başbakanlığı'nın dahi sıkıntıya girdiğine dair analizler yapan şaşkın siyasetçiler ve analistler ortada geziyordu. Onlara, Yahudi sermayeli Amerikan-İngiliz-Alman medyası destek oluyordu.
Ne oldu? Oyunlar bozuldu, tüm bu öngörüler çöktü, tahminler tutmadı. Şimdi, Türkiye 2023'e koşuyor.

DAVUTOĞLU'NUN PERFORMANSI:
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, 29 Ağustos'ta yeni kabinesini açıkladı. İlk hamleleri çok dikkati çekici ve uzun solukluydu.
Bir strateji üstadı olan Davutoğlu'nun hem getirdiği isimlerin ÇOK ÖZELLİKLİ olması hem de Yeni Türkiye'nin inşa edilişinde KURUMSALLAŞMA' YA verdiği dikkat ve özen, anlamlıydı.
BİR) Davutoğlu'nun 2019 yürüyüşünün belkemiğini, bir iletişim ve kamu diplomasisi üstadı olan Yalçın Akdoğan ileekonomipolitika hocası Numan Kurtulmuş'un Başbakan yardımcılığına, Avrupa Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da Dışişleri Bakanlığı'na getirilişi oluşturuyor. 
İKİ) 2 yeni kurumsal yapı kuruldu.
Çözüm Süreci Strateji Grubu
: Kendi başkanlığında yeni bir mekanizma, Bülent Arınç, Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın aktif yöneticiliğiyle çalışıyor. Ulusal Güvenlik Mekanizması: Sivil-Askerin başlarının yer aldığı mekanizma hayati konuların detayına giriyor.
REHİNE KURTARMA BAŞARISI:
Davutoğlu'nun 1 aylık döneme sığdırdığı en önemli konuların başında IŞİD tarafından kaçırılan 49 rehinenin kurtarılması geliyordu.
Başarıyla işi sonuçlandırdı.
DİYANET'E ÖZEL İLGİ: Davutoğlu, Diyaneti kendisine bağlayarak yeni döneme ilişkin işaretleri verdi. Diyanet'e ilişkin yeni bir modelin hazırlıkları yapılıyor.
IRAK-SURİYE: Dışişleri uzmanlığıyla Başbakan olmanın avantajlarını kullanması bilen Davutoğlu, Türkiye'nin dış politika ağırlıklı yoğun gündemini başarıyla yönetiyor. 

Genel seçimin sıcaklığı 

Yeni Türkiye'nin 2023 stratejisiyle bire bir ilişkisi bulunan Haziran-2015 seçimlerine 260 gün (8,5 ay )kaldı. Davutoğlu'nun BİR AYLIK BAŞARILI PERFORMANSI anketlere de yansıdı. Toplum nezdindeki ilgi ve sevgi göstergeleri, yüzde 50- 52 seviyelerinde seyrediyor. Peki, rakipleri ne durumda?
Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı'nda 'Ekmeleddin İhsanoğlu denemesi' yaptılar. Başta CHP ve MHP olmak üzere çok sayıda irili ufaklı parti ve kuruluş bir araya geldi. Sonuç muhalefet için felaket oldu.
Son anketlere bakalım: Davutoğlu'nu sıkıştıracak diye beklenen CHP-Kemal Kılıçdaroğlu'na destek yüzde 24, MHPDevlet Bahçeli'ye destek yüzde 14.
Muhalefetin toplam oyu, yüzde 38.
Ortaya çıkan bu tabloya göre, azgın ve yıkıcı muhalefet, CHP-MHP koalisyon hükümeti çıkarmanın yanına bile yaklaşamıyor.
SONUÇ: 
Anadolu'nun bağrında yetişen, Taşkent'ten Başkent'e yürüyen, Türkiye'nin son dönemde yetiştirdiği en başarılı Strateji üstadı Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan olması, Yeni Türkiye'nin büyük şansıdır. Davutoğlu'nun, azgın ve yıkıcı Muhalefetin elini boş bırakan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uyumlu söylemi herkesin dikkatini çekiyor.

ALLAH KUTLU YÜRÜYÜŞÜN BÜYÜK MÜCADELE İNSANLARINI AYIRMASIN...

Tezgah dağıtıldı :Türk-Kürt kardeşliğini bozmaya yönelik hain ve sinsi iç ve dış çevrelerin çalıştırdığı yalan makinası 

IŞİD'in Kobani'ye (Ayn el Arap) saldırıya geçmesinden sonra, Türk-Kürt kardeşliğini bozmaya yönelik hain ve sinsi iç ve dış çevrelerin çalıştırdığı yalan makinası tehlikeli gelişmelere yol açıyordu.
Batı'nın emrindeki Kandil'in şahinleri ağızlarından köpükler çıkararak, "Çözüm süreci bitti" nutukları atmaya başlamış, onlardan geri kalmayan HDP Başkanı Selahattin Demirtaş, sıkıntı verecek açıklamalar yapıyordu. "Türkiye IŞİD'in Kobani'yi almasını istiyor, IŞİD'e destek veriyor" yalan manşetleri atan Batı medyasının tezgâhına ne yazık ki odun atılıyordu. Etrafta, "Çözüm süreci gerçekten bitiyor mu?" havası yaratılmıştı. IŞİD'i Kürtler'in üzerine süren Derin Batı da elini ovuşturmaya başlamıştı. Zaten, İŞİD'in Kürtler'in üzerine yönlendiren Derin Batı'nın amacı da Türk-Kürt kardeşliğini zaafa uğratmak, Irak Kürt yönetimi ile Türkiye'nin beraberliğini dinamitlemekti.
Erbil-Kerkük-Musul'dan Ceyhan'a akan Kürt petrolü, Derin Batı'nın (İngiliz-Amerikan) dev petrol şirketlerini çok rahatsız ediyordu. Bu petrole Türkiye'nin elinin dokunması onların uykusunu kaçırıyordu. İç ve dış hain çevrelerden körüklenen algı operasyonu devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan-Başbakan Davutoğlu, kararlı duruş-çıkışlarla, yıkıcı-yakıcı mahfiller, beklemedikleri tokatları birbiri ardına yedi. Türkiye, 170 bin Kobanili Kürt kardeşimize kapılarını açınca, bir an bocaladılar. 

Kararlı duruş 

Başbakan Ahmet Davutoğlu önceki gün HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'la bir araya geldi. Görüşmede,"Kobani'nin IŞİD'in eline geçmesini istemiyoruz, bunu önleyecek hazırlıklar içindeyiz" sözleri damga vurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan-Başbakan Davutoğlu'nun mimarisinde yürüyen çözüm sürecindeki kararlı duruşu simgeleyen bir başka hamleyle, planlı yaratılan negatif hava pozitife çevrildi. Demirtaş ve HDP'yi de çok şaşırttığı belirtilen bu hamle, Çözüm Süreci Kurulu'nun oluşmasını sağlayacak, "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair" kanunun Resmi Gazete'de yayımlanması oldu. ÇÖZÜM SÜRECİ KURULUne ifade ediyor?
Devlet politikası haline gelen çözüm sürecini daha güçlü bir şekilde sürdürmek için ilgili tüm kurumları koordine edecek, nihai çözümün sağlanması için gerek duyulan yeni yöntemleri devreye sokacak ve toplumun desteğini artırmaya yönelik gerekli çalışmaları yapacak. 

2013'ü unutma 

2013 yılı Nevruz Bayramı'nda Diyarbakır meydanında okunan Öcalan mesajı ne diyordu? Batılı emperyalist müdahaleler, Türkü, Kürdü, Arabî toplulukları sanal sınırlara, suni problemlere gark etmeye çalışmıştır.
Saygıdeğer Türkiye halkı, Kürtler'le bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları, kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır. Zaman çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin ve helalleşmenin zamanıdır. Türk ve Kürt halkları kökleri üzerinden yeniden doğmak ve ayağa kalkmak istiyorlar.
Bir zulüm cenderesinden ortaklaşa çıkış yapmak için hepimizin Ortadoğu'nun temel iki stratejik gücü olarak hareket etmeliyiz. Ortadoğu ve Orta Asya halkları artık uyanıyor. Kendine ve aslına dönüyor. Bugün artık yeni bir Türkiye'ye, yeni bir Ortadoğu'ya uyanıyoruz.

SONUÇ: 
Bizi bölmek ve çatıştırmak isteyenlere karşı bütünleşeceğiz.
Ayrıştırmak isteyenlere karşı inat birleşeceğiz.
BÜYÜK TÜRKİYE KURULACAK.
KAÇIŞ YOK.


TAKVİM / Bülent Arandaç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder