5.09.2014

7 ŞUBAT MİT KRİZİ, OSLO'NUN İNGİLİZLER TARAFINDAN SIZDIRILMASI : İçerideki ve dışarıdaki koalisyonun planladığı Gezi kalkışması, bize çok benzeyenlerin tezgahladığı 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonları... Allah size fırsat vermesin





Bugüne dek Suriye'de, Mısır'da, Libya'da, Filistin'de Irak'ta ve Mavi Marmara'da katledilen yüzbinlerce çocuk için tek satır açıklama yapmayan Hocaefendi devreye giriyor.

Gezi olaylarının ilk günlerinde geziciler tarafından, "Yılan" denilerek aşağılanan, hakaretin her türlüsüne maruz kalan Fethullah Gülen, Berkin için sözümona taziye mesajı yayınlıyor.

Adı taziye mesajı ama içeriğinde "Alevi vatandaşlar" denilerek nokta atışı yapılıyor, devlet kurumları ve polis birer katil gibi anlatılıyor.


Bütün bunların temel amacı Kürtler'i yanına almaya çalışan ve bu kenetlenmeyi son 10 yılda yapabileceğini gösteren Erdoğan'ı devirmekti!

Peşpeşe gelen bütün saldırılar, Amerika'daki Yahudi lobisi ile Avrupa'nın kurulması için garanti verdiği KÜRT devletinin önündeki engellerin kaldırılması içindi!

Bize giydirilmeye çalışılan ve Kürt'ten uzak kalmayı amaçlayan milliyetçilik gömleği ile medeniyet yeşerttiğimiz Ortadoğu'dan uzak kalmamızı isteyen katı laik CHP, bilerek ya da bilmeden, amaçsız ve kişiliksiz Türkiye için çalışmaktadır...

Bunu hedefleyenler, bu nedenle birlik olup Başbakan Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve şimdi de İçişleri Bakanı Efkan Ala'yı hedef almaktadır!
Amaç kişiler üzerinden, uyanan Türkiye'yi son 40 yılda olduğu gibi kabusa itmektir!
Oyun budur!

Bu yüzden kasetle, montajla, tapelerle, fotoğraflarla, takiplerle, evlerin içine yerleştirilen kamera ve KULAKLARLA geliyorlar...
Bu saldırıların ne sonuç verdiğini görmek için dün Başbakan Erdoğan'la BİTLİS ve BİNGÖL'deydik!

Bize ayrılan araçtan iner inmez halka karıştım! Çay içtik, sohbet ettik! Bütün şehir meydanlara indiği için kucaklaşma çok samimi ve çok büyük oldu!

Montaja, kasete kimselerin prim vermeyeceğini gördüm!
Asıl gördüğüm, insanlarımızın BÜYÜK TÜRKİYE'ye İstanbul medyasının aksine çok inandığıydı!

Herkes elele ortak kadere yolculuk için adeta gün sayıyor!

Belki bunu bizden daha bildikleri için geliyorlar! "Dünyadaki bütün Kürtler'in tek vatanları vardır, o da Türkiye'dir" gerçeğini bozmak için tezgah peşinde koşanlar var!
Ama olmayacak!

İnsanlar yürekleriyle vatanlarına bağlılar!

Son olanlara bakınca bazılarının Bitlisli kundura tamircisi ya da Bingöllü bir öğretmen kadar bu ülkeye bağlı olmadıklarını görüyorum!
İstanbul sermayesinin önemli isimleri ve paralel yapı ortak hedefe kilitlenmiş durumda.

Neden sermaye peki? Çünkü düne kadar onlar İngiltere adına bizi yönetti de ondan!
Türkiye'deki her türbülansın altından kesinlikle sermaye çıkar!
Ama kendisi ama perde arkasındaki patronu!
Ama çıkar kesinlike!

Ve bunların arasındaki ilişkiyi göstermek bazen hiç zor değildir!
Tıpkı dün olduğu gibi...

Fethullah Gülen kendisine yöneltilen eleştirilere İngilizler'in önemli gazetesi olan Financial Times'ta cevap vermiş!
Bu gazete Yahudiler'in yönettiği ve dünyada ağırlığı olan bir yayındır!
Amerika'daki muadili de Yahudiler'indir! O da önemli ve etkili bir yayındır!

Gülen'in yazısını görünce gazetenin Türkiye karşıtı haberlerine baktım!
Resmen bir arşiv!
Adamlar demediklerini bırakmamış!

Başbakan Erdoğan için diktatör, zorba, söz dinlemez, sadakatsiz, ülkeyi uçuruma götürüyor, Türkiye'nin bölünmesi kaçınılmaz, başına buyruk, gücü kimseyle paylaşmıyor, gaddar gibi onlarca hakarete imza atmışlar!

Yahu, bir İngiliz gazetesi neden Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'yla bu kadar yakından ilgili!
Dünya üzerinde bunca ülke varken neden Türkiye! Neden Erdoğan!
Cevabı yukarıda verdim!

Cetvelle çizdikleri Ortadoğu haritasının Ankara tarafından akıl ve kalple değiştirilmesini istemiyorlar! Büyük Türkiye korkusu sarmış bacayı anlayacağınız!

Bütün bunlar gün gibi açıkken Gülen neden ya Wall Street Journal'e ya da Financial Times'a konuşuyor!
Ya Murdoch'un yardımcısını arayıp Wall Street'a manşet oluyor ya da aynı ekolün önemli bir kolu olan İngiliz Financial Times'a...
Peki neden?

Galiba doğru soru bu!
Çünkü Erdoğan'la ve Türkiye ile asıl savaşanlar bunlar!
Bakın!

İngiliz Financial Times gazetesinin sahibi Pearson PLC!
Bu şirketin sahibi kim?

Yüzde 50'si The Economist'in yani katıksız Türk düşmanı olan Rothschild ailesi ve FIAT'ın patronu Agnelli'nin...
Peki Fethullah Gülen'in seçtiği gazetenin kalan yüzde 50'si kimin?
Penguin Random House'ın!
Yabancı geldiğinin farkındayım!
Daha açık yazayım o zaman!

Bu şirketin sahibi de Gülen'i Amerika'da gücüyle tutan Rockefeller!
Yani Fethullah Gülen konuşmak için ısrarla Yahudi gazetelerini seçiyor! Ya da ona başka şans tanınmıyor!

Rockefeller'ın bizim baronla kendisini yanyana getirdiği kocaman ve örtülemeyen bir gerçek!

Anlayacağınız Erdoğan ve Türkiye aslında Gülen'le değil en büyük BARONLARLA savaşıyor!

Gülen de seçtiği gazetelerle bunu açık ve net olarak ortaya koyuyor!
Ortaklığın bir başka işareti de Financial Times'ta çıkan yazının aynı anda, aynı günde ZAMAN ve HÜRRİYET'te de yayınlanmasıydı!
Akrabalığı gördünüz mü!

Sonra ben İngilizler'in üstüne gidip ORTAKLARIN gözüne fener tutunca rahatsız oluyorlar!
Ben mi "Bir araya gelin" dedim!

Uzun lafın kısası, Türkiye uzun zamandır söylediğim gibi birbirine hiç benzemeyen koalisyonla savaşıyor!
Onlar ortada!
Net olarak!
Cumhuriyet'le birlikte Osmanlı'yı yıkıp devletimizi bizden aldılar!
Sizce geri almak için geç kalmadık mı!
Hadi o zaman!
Zaman elele olma zamanı!
Yıkılacaklar!
Para değil BAYRAK kazanacak!

Ergün Diler


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder