3.09.2014

T25 ARALIK OPERASYONUNU SAVUNAN HERKES BUNDAN BÖYLE DARBECİDİR Türkiye Cumhuriyeti'ni cebren ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiklerini ortaya koymaktadır

96 kişiyle ilgili takipsizlik kararı veren Cumhuriyet Savcıları açıklamalarında; "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın örgüt lideri olarak gösterilmesi ve "Dönemin Başbakanı" ibaresi kullanmak suretiyle fezleke düzenlemesi, soruşturmayı hazırlayanların hukuki bir soruşturma görünümü altında 

Türkiye'nin çılgın projelerini engellemek için ünlü iş adamlarına yönelik düzenlenen 25 Aralık operasyonu ile ilgili son karar .
Takipsizlik kararı veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tespitleri kan dondurdu. Türkiye'nin çılgın projelerini engellemek için ünlü iş adamlarına yönelik düzenlenen 25 Aralık operasyonu ile ilgili son karar verildi. Savcılık; aralarında Bilal Erdoğan ile Yasin El Kadı, Mehmet Cengiz, Mustafa Latif Topbaş ve Abdullah Tivnikli gibi isimlerin bulunduğu 96 kişi hakkında suç unsuruna rastlamadı. 141 sayfalık takipsizlik kararında yer alan tespitler, paralel yapının askerî darbe dönemlerini aratacak faaliyetlere giriştiğini gösterdi.  Karara göre; derin örgütün elemanları, dinleme iznini aynı hakimden aldı. Başbakan ve ailesi ile bakanlar, örgüt lideri gibi gösterilerek aylarca yasa dışı dinlendi. Amaç hukuki bir soruşturma görünümü altında hükümeti ortadan kaldırmaktı. Suç teşkil etmediği halde bu kayıtlar imha edilmedi. Fezleke hazırlanırken 5 ayrı grup oluşturuldu. Her birinin başına bir iş adamı örgüt lideri olarak yazıldı.

Takipsizlik kararı veren savcılar, kumpasın detaylarını aktardı: Uzun süre dinlemek için herkesi örgüt lideri gibi gösterdiler. Hukuk görünümü altında darbe yapmak istediler . Türkiye'nin ultra projelerini engellemek için ünlü iş adamlarına yönelik düzenlenen 25 Aralık Soruşturması göçtü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında Bilal Erdoğan ile iş adamları, Yasin El Kadı, Mehmet Cengiz, Mustafa Latif Topbaş, Turgay Ciner, Abdullah Tivnikli, Orhan Cemal Kalyoncu, Avni Çelik ile İbrahim Çeçen'in de bulunduğu 96 kişi hakkında takipsizlik kararı verdi. 141 sayfalık takipsizlik kararında kan donduran tespitlerde bulunuldu. Buna göre, paralel yapı, hükümeti devirmek için elinden gelen bütün ayak oyunlarını denemiş. Başbakan'ın örgüt lideri gibi gösterildiği, hukuki bir soruşturma görünümü altında hükümetin cebren ortadan kaldırılmak istendiği belirtilen kararda, tezgahlar şöyle sıralandı:

- Başbakan Erdoğan, Bakanlar Binali Yıldırım, Ömer Çelik ve Muammer Güler hakkında dinleme kararı olmaksızın dinlemeler yapıldı. 

- İstanbul Anadolu Adliyesi Başsavcısı Celal Avar, sanatçı Orhan Gencebay, Vali Hüseyin Avni Coş'un ses kayıtları alındı. 

-  Dinleme kararları 1,5 yıllık soruşturma sürecinde yetkili üç hakim bulunmasına rağmen sürekli hakimler Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar'dan alındı.
- Kamu imkanlarını kullanan soruşturma görevlileri, kişilere pusu kurdu. Birçok şüphelinin niçin dinlendiği anlaşılamadı. 

- Bilal Erdoğan ve Berat Albayrak'ın diğer kişilerle yaptığı görüşme, hakim kararı bulunmadan aylarca dinlendi.

- Soruşturmayı yürüten görevliler, 6 aydan sonra dinleme yapamama kuralını aşmak için herkesi örgüt lideri gibi gösterdi.

- Fezleke düzenlenirken 5 ayrı grup oluşturuldu. Her grubun başına 1 kişi lider olarak yazıldı. 1. grubun lideri Yasin El Kadı, 2. grubun lideri Mustafa Latif Topbaş, 3. grubun lideri Bilal Erdoğan, 4. grubun lideri Binali Yıldırım ve 5. grubun lideri ise Cemal Kalyoncu olarak gösterildi.
- Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanı İsmail Rüştü Cirit, emekli Yargıtay Üyesi Nihat Ömeroğlu ve Başsavcı Celal Avar, yargı mensubu oldukları göz ardı edilerek dinlendi.  

- Takipsizlik kararında, bir polisin gizli tanık olarak ifadesine de yer verildi. İşte o çarpıcı ifade...  “Soruşturma ilk önce ihaleye fesat karıştırmak olarak başlatılmıştı ancak daha sonradan Başbakan'ın örgüt lideri olarak gösterildiği bir şema oluşturuldu. Soruşturmanın seyri değişince bazı tereddütler yaşanmaya başlandı. Bunun üzerine soruşturmayı yürüten amirler 'bu soruşturma yüzyılın soruşturması, bu soruşturmada görev almak şereftir. Ayrıca, hocaefendi de bu soruşturmayı yürütenlere dua ediyor diye kendi aralarında konuşuyorlardı. Fetullah Gülen'in Turgay Ciner ile bir telefon görüşmesi yaptığı, bunun dosyadan çıkarılması talimatı verildi. Soruşturma savcısı Muammer Akkaş tarafından da talimat verilerek Turgay Ciner'in hakkında hazırlanan kısımlar fezlekeden çıkarıldı. Soruşturmanın amacı kesinlikle hükümeti düşürmekti. “


Yargı kararını vermiş ve kısaca 25 Aralık operasyonuna "Hukuki bir soruşturma görünümü altında Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırma teşebbüsü" yani 'DARBE' demişti.

SABAH, 25 Aralık dosyasında görev yapan bir polisin şok itiraflarına ulaştı:
“Hükümeti yıkın, Başbakan’ı cezaevine atın” talimatı Pensilvanya’dan geldi. Erdoğan’ın lehine delil oluşturacak dinlemeleri ise dosyaya koymadılar.

25 Aralık soruşturma dosyasında görev yapmasına rağmen pişmanlık duyarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na önemli itiraflarda bulunan polis memurunun ifadesine SABAH ulaştı. İsmi gizli tutulan polis memurunun anlatımına göre Pensilvanya’dan “Hükümeti yıkın” talimatı geldi, bu talimat üzerine paralel polisler, Tayyip Erdoğan aleyhine suç üretmek için gece gündüz çalıştı.

 İşte ifadenin çarpıcı bölümleri:

MEHDİ GÖRÜYORLARDI
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg “Fethullah Gülen’in mehdi olduğunu açıkça söylemiyorlardı belki ama imalı sözlerden böyle olduğunu anlıyorduk. Mali Şube’nin imamı Adli Tıp’tan bir memurdu. ‘Hizmetin evinde kalmazsan terfi sınavlarında başarısız olursun’ diye tehdit ediyorlardı.

http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Mali Şube’de açık açık himmet toplanıyordu. Herkes vereceği himmeti dolaştırılan listeye yazıyor sonra elden paralar toplanıyordu. Mali Şube’nin yüzde 95′i teknik takip biriminin ise yüzde 100′ü cemaatçiydi. Bir kişiyi dinlemeyi kafaya koydular mı o iş biterdi. Sahte isimle ihbarda bulunup dinlemeye takıyorlardı. Savcı Muammer Akkaş bu soruşturmada şube kimi dinlemek isterse hemen izin veriyordu. Gece evinden dinleme imzası almaya gidildiği oldu.

http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Dershane olayı patlak verince başbakana ve hükümet üyelerine küfretmeye başladılar. Bu dosya yüce divanda biter diyorlardı. Tayyip Erdoğan’ın yolsuzluğa müsaade etmediğine ve bazı ihalelerin değerinin altında kaldığına ilişkin tapeler oluyordu. Mesela Latif Topbaş’ın Kadıköy’de bir iflas dosyasından ihale ile almış olduğu arazinin çok az farkla satılmasına “Böyle ihale mi olur, buna kargalar bile güler” dediği belirlenmişti. Erdoğan’ın lehine olur diye dosyaya koymadılar.

SUÇ ÜRETMEYE ÇALIŞTILAR

http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Fezlekeyi Fatih Yiğit isimli komiser yazıyordu. Dönemin Başbakanı yazdığını bizzat gördüm. Ayrıca Başbakan’ı örgüt lideri konumuna sokan bir şema hazırlamıştı. 25 Aralık dosyası Başbakan’ın etrafını kuşatmaya yönelikti. Evini takip edip, konuşmalarını dinleyerek suç üretmeye çalıştılar. Bütün bunları Pensilvanya’dan gelen talimatla yaptıklarını düşünüyorum. Başarılı olsalar, kabine üyeleri ile Başbakanı cezaevine gönderip kendi kafalarına göre bir hükümet kuracaklardı. Bazı kişilerin ise suç içerikli konuşmaları belirlendiği halde tape yapılmaması istendi. Zekeriya Öz ve Fikret Seçen bu isimlerden ikisi oldu. Osman Ağca ile gerçekleştirdikleri çıkar amaçlı görüşmeleri tape yaptırmadılar.

http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Dershaneler olayı patlayınca sabahlara kadar çalıştırıldık. Bir diğer taraftan da yeni dinlemeler devam ediyordu. Son dönemde Başbakanın etrafındaki herkesi dinlemeye aldık. 17 Aralık günü bütün tapeler basıldı, klasörleri çuvallara doldurup Savcı Muammer Akkaş’a teslim ettiler.

ÖZEL TELESKOP ALDILAR

http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg 18 Aralık günü soruşturmada görevli toplam 7 polisi Muammer Akkaş’ın odasının önüne çağırdılar. Tayini çıkanların bile izin ya da rapor alıp bu odada fezlekeyi hazırlamaya devam edilmesi kararlaştırıldı.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Fatih Yiğit fezleke hazırlarken bazı konuşmaları bazı ihalelere uydurmaya çalışıyordu. Daha önce bulamadığı suçları bulabilmek için gayret sarf ediyordu. Başbakanı Latif Topbaş’ın evinin bahçesinde Yasin El Kadı ile görüntüleyebilmek için çok çaba sarf edildi. Avrupa yakasından Anadolu yakasını gören teleskop gibi bir cihaz bile alındı.


http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Bu dosyaya o kadar önem verirlerdi ki 656 sayılı dosya denilince Yakup Saygılı toplantıları keser bu dosyaya ilişkin evrakları hemen imzalardı. Dinleme yaparken görüşmelere birçok polis ve emniyet müdürü düşüyordu. Bunların tape yapılıp yapılmamasına cemaatçi olup olmadıklarına bakılarak karar veriliyordu.”  (SABAH)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder