Gelen
haberlere göre, Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığında kurulacak yeni
Buna değinmeden önce sözü edilen “5 ana hedef”i inceleyip kısaca “beklentilerim”i ifade etmek istiyorum. Ardından 6’ncı hedefe değineceğim. Ama
bundan da önce şunu ifade edeyim de maksadımı “başka taraf”a çekmeye
kalkışanlar olmasın.
Bence, Sayın Erdoğan’ın Ak Parti’nin başkanı olarak giderayak
verdiği “son/en isabetli karar”, koltuğu Sayın Davutoğlu’na bırakması oldu. Böylece, hem
kendinden sonrası için “kukla
aradığı iddiaları”nın ne kadar “ağır ve insafsızca sûizanlar” olduğunu gösterdi, hem de “ülkenin doğru istikamette değişim”i için, bunu yapabilecek vizyona sahip, kadro içindeki “en doğru isim”e yetkiyi devrederek, “değişimin devamlılığı”nı garantiye aldı.
“Politik tarafgirlikten âzâde” ve “rejimden/sistemden
bağımsız” olarak, “objektif bir düşünüş”le söyleyebileceğim bu kanaatimi ifade ettikten sonra, şimdi yeni
Hükümetin Programında öne çıkaracağı söylenen 5 ana hedefe bakmak istiyorum.
1- Yeni Anayasa: Hükümet
programına alınacak yeni anayasa çalışmaları önemli. Ancak anayasanın sadece “bireyin hakları”nı esas alan, “milli
birlik”i ve “ortak değerler”i
koruyan,“toplumsal
çeşitlilik”i zenginlik kabul eden, “çoğulculuk”u öne
çıkaran, “demokratik hukuk devletinin tüm unsurları”nı içereceğine vurgu yapılacak olması yeterli değil. Zira yeni anayasanın, “toplumun inanç, kimlik ve kişilik değerler”ine
uygun olacağının ve “Laik-Kemalist rejim”e göre biçimlendirilmeyeceğinin
esaslara dahil edilmesi lazım. Yoksa bir anlamı kalmaz, değişen birşey olmaz.
2- Çözüm Süreci: Çözüm süreci
kapsamında “yürütülen çalışmalar”ın devam edeceği ve bu kapsamda “çözüm
sürecini ileriye taşıyacak yasal düzenlemeler”in yapılacağına işaret edilecek
olması önemli. Ancak,
“ayrışma”nın kabul edilmeyeceği, terör unsurlarının tasfiye edileceği, bölgenin
yasallaşan PKK’ya teslim edilmeyeceği, PKK’nın “yerel egemenlik”i sağlama
faaliyetlerine göz yumulmayacağı vb. kesin olarak belirtilmeli.
3- Aktif Dış Politika: Türkiye’nin “bölgesel ve küresel güç” olma hedefinin; başta
Suriye, Irak, Mısır, Filistin sorunu olmak üzere Türkiye’nin bölgesel konularda
daha etkin ve aktif rol üstleneceğinin belirtilmesi önemli. Ancak, nihai hedefin AB’ye üyelik olduğuna dair vurgu doğru değil; zira AB’ye karşı eli mahkûm bir manzara arzediyor. Yine, Çin’in Doğu Türkistan’daki katliamlarının önlenmesi, Türk
dünyasının AB tarzı bir bütünleşmeye gitmesini sağlayacak adımların atılması ve
bunun için gereken temelin atılması vb. konulara da vurgu yapılması, sözü
edilen “aktif dış politika” kapsamında yer almalı.
4- Güvenliği Tehdit Eden Unsurlar: Başta “paralel yapı” olmak üzere “ulusal güvenliği tehdit eden
unsurlar”la mücadeleye vurgu yapılacak olması, bu kapsamda “organize suç
örgütleri”yle, “çeteler”le, “illegal yapılar”la yürütülen “etkin mücadele”nin
sürdürüleceğinin belirtilecek olması önemli. Ancak, “paralel yapı”dan kastın sadece bir bütün olarak “Gülen
Cemaati” olmayıp cemaat içinde örgütlenmiş bazı unsurların kastedildiği, yine
Güneydoğu’da örgütlenen ayrılıkçı “KCK paralel yapılanması”nın da listeye dahil
edileceği, yerel ve küresel kaynaklı “derin yapılar”ın tasfiye edileceği,
müslüman halkın İslami cemaat çalışmalarının bu kapsama alınmayacağı vb. de
vurgulanmalı.
5- İstihdam ve Büyüme Odaklı Ekonomi: Ekonomi hedefinin “istihdam”a ve “büyüme”ye dayalı olacağına;
ekonominin “faiz, borsa, döviz üçgeni”nden çıkarılacağına; “üretim ve istihdam
odaklı bir ekonomik yapı” için üretimin teşvik edilmesinin ekonomi
politikasının önceliği olacağına, “işsizlik sorunu” ile mücadelenin
kararlılıkla süreceğine ve “istihdamı teşvik” politikalarının geliştirileceğine
vurgu yapılacak olması önemli. Ancak
bununla birlikte, kritik/stratejik alanlardaki şirketlerin, üretimin,
sermayenin, paranın vb. hususların “yabancılar”a teslim edilmeyeceği; AB
kotaları iptal edilerek tarım ve hayvancılığın geliştirileceği; “yerli
üretim”in destekleneceği, özellikle de üretim yapacak şirketlerin Anadolu’nun
her yanına dengeli olarak dağıtılmak suretiyle büyük şehirlere yığılmanın ve
böylece Anadolu’nun boşalmasının önleneceği belirtilmeli.
Bunlara bir de “6’ncı ana hedef”in eklenmesinin yerinde olacağını
düşünüyorum:
6- Toplumsal Barış ve Bütünleşmenin Sağlanması: Bu, en önemli hususlardan. Yeni Hükümet programının başında “müslüman toplum”a; “toplumsal
ayrışmalar”ın, “kutuplaşmalar”ın, “ötekileştirmeler”in önünü alacak tedbirlere;
İslami cemaatlerin üzerindeki kısıtlamaları kaldıracak düzenlemelere; topluca
cemaatleri bitirme politikasından vazgeçilerek suç işleyen kişi veya kliklerin
cezalandırılacağına yer verilmeli. Hususen de “rejim-toplum uyumlaşması”nı
sağlamak için “rejimin toplumun inanç, kimlik ve kişilik değerlerine göre
yeniden biçimlendirileceği”ne vurgu yapılmalı.
Ne dersiniz, çok mu şey istiyorum? Aynı coğrafyada yaşayan tüm
etnik vb. unsurlarıyla bu müslüman milletin onurunun iade edilmesi ve artık
ayağa kalkması/kaldırılması zamanı daha gelmedi mi?
FARUK KÖSE