34/SEBE-4
İşte bu gün
birbirinize ne fayda sağlamaya, ne zarar vermeye gücünüz yeter.
Biz, inkâr ile, isyan ile, baskı, zulüm, işkence ve İslâm aleyhinde
propaganda yapan zâlimlere, Allah yolunu,
Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen güç ve iktidar sahiplerine,
hakka riayet etmeyenlere:
'Yalanlamakta olduğunuz ateşte yanma cezasını tadın' diyeceğiz.
'Yalanlamakta olduğunuz ateşte yanma cezasını tadın' diyeceğiz.
Kıyâmet günü
"Bize cehennem ateşi değmez, bizim çocuklarımız daha çok, biz sizden
zenginiz. Biz cehenneme
gitmeyeceğiz." diyen insanlara bu âyetlerdeki hakikatleri özellikle
söylüyor Allahû Tealâ.
2/BAKARA-40
Ey İsrâil
oğulları (Hz. Yakub oğulları), size verdiğim nimetimi hatırlayın;
ve bana itâat
ederek Tevrat’ta (âhir zaman Peygamberi hakkında size açıkladığım) Ahdime (bana
iman ve itaate) vefa edin ki, Ahdinize (sizi cennete koymağa) vefa edeyim.
(Ahdi bozduğunuzda) ,
Ancak yalnız Benden korkun.
2/BAKARA-83
Hani
İsrailoğullarından söz almıştık; Allâh gayrını var kabul edip ona tapınmayın,
ana-babanızın hakkını verin,
yakınlarınıza,
yetimlere, yoksullara ihsanda bulunun; insanlara güzel (Hakk'a erdirici) sözler
söyleyin;
namazı ikame edip
zekâtı verin. (Onlardaki namaz ve zekât İslâm'dakinden farklıydı. )
Ancak bundan
sonra, birazınız hariç, yüz çevirdiniz ve hâlâ da çevirmekte devam ediyorsunuz.
2/BAKARA-246
Musa'dan sonra,
Benî İsrail'den ileri gelen kimseleri görmedin mi?
Kendilerine
gönderilmiş bir peygambere: "Bize bir hükümdar gönder ki (onun
komutasında) Allah yolunda savaşalım" demişlerdi.
"Ya size savaş yazılır da
savaşmazsanız?" dedi.
"Yurtlarımızdan çıkarılmış,
çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde Allah yolunda neden
savaşmayalım?" dediler.
Kendilerine savaş yazılınca, içlerinden pek
azı hariç, geri dönüp kaçtılar.
Allah zalimleri iyi bilir.
. 5/MÂİDE-32
Bu yüzden şu
hükmü yazdık İsrailoğullarına: Şüphe yok ki bir insanı öldürmesine, yahut
yeryüzünde bozgunculuk etmesine karşılık olmayarak birisini öldüren,
Bütün insanları öldürmüş gibidir ve kim,
birisini kurtarır, diriltirse bütün insanları diriltmiş gibidir.
Andolsun ki
peygamberlerimiz, onlara apaçık delillerle geldiler de gene onların çoğu,
bundan sonra yeryüzünde hadlerini aştılar
Ne yazık ki
resûllere ve resûllerin dostlarına ve Allah'a karşı harp açtılar.
Onları öldürdüler. Allahû Tealâ, bunların
adına “müsrifler” diyor.
Allahû Tealâ Mu'min Suresinin 43. âyet-i
kerimesinde “Muhakkak ki müsrifler (haddi aşanlar), onlar,
ateş ehlidir.” buyuruyor.
5/MÂİDE-70
Andolsun ki Biz,
İsrailoğulları'ndan misak aldık ve onlara resûller gönderdik.
Onlara her resûl
gelişinde,nefislerinin hevâlarına uymadığından dolayı, bir kısmını yalanladılar
ve bir kısmını da öldürdüler.
5/MÂİDE-72
'Allah, Meryem’in
oğlu Mesih’tir' diyenler, andolsun ki, kâfir olmuşlardır.
Halbuki Mesih:
'Ey İsrâiloğulları, Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’ı ilâh tanıyın, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanın, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet edin.
'Ey İsrâiloğulları, Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’ı ilâh tanıyın, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanın, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet edin.
Şu bir gerçektir
ki, kim ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak
koşarsa, gizli şirki yaşarsa, Allah cenneti ona haram kılar.
Onun mekânı ateştir. Allah’tan başkasına
kulluk ve ibadet ederek kendilerine zulmedenlere, müşriklere,
Allah yoluna,
Allah yolundaki faaliyetlere engel olanlara yardım eden de olmayacaktır.' dedi
5/MÂİDE-110
Allah (cc.) şöyle
buyurmuştu; "Ey Meryem oğlu Îsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi
hatırla.
Seni Ruhûl Kudüs ile desteklemiştim de beşikte
iken de yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun.
Sana Kitab'ı,
Hikmet'i, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Ben'im iznimle nemli topraktan kuş
şeklinde heykel (suret) yapmıştın, sonra onun içine üflemiştin, böylece Ben'im
iznimle bir kuş olmuştu.
Ve, doğuştan kör olanı ve alaca tenliyi yine
Ben'im iznimle iyileştiriyordun.
Ben'im iznimle ölüleri (diriltip, kabirden)
çıkartıyordun. Ve onlara apaçık belgeler getirdiğin zaman İsrailoğullarının
saldırısını senden savmıştım (seni kurtarmıştım).
O zaman onlardan kâfir olanlar (küfürde
olanlar); "Bu ancak, sadece apaçık bir sihirdir." demişlerdi.
7/A'RÂF-138
İsrâiloğulları’na
denizi geçirdik. Yollarına devam ederken bir kavme rastladılar.
Onlar kendilerine
mahsus ağaçtan yontularak, metalden dökülerek yapılan heykellere, putlara
tapıyorlardı.
Kavmi Mûsâ’ya:
'Ey Mûsâ, onların tanrıları gibi sen de bize bir tanrı yap' dediler.
'Ey Mûsâ, onların tanrıları gibi sen de bize bir tanrı yap' dediler.
Mûsâ:
'Siz, Allah’ın varlığını, birliğini, ibadete lâyık tek tanrı olduğunu hâlâ anlamamakta ısrar eden, bilgi ve muhakemenizi kullanmayan, tutarsız, cahilce davranan bir kavimsiniz' dedi.
'Siz, Allah’ın varlığını, birliğini, ibadete lâyık tek tanrı olduğunu hâlâ anlamamakta ısrar eden, bilgi ve muhakemenizi kullanmayan, tutarsız, cahilce davranan bir kavimsiniz' dedi.
17/İSRÂ-4
Biz kitapta,
Tevrat’ta,
İsrâiloğulları’na:
'Sizler, Tevrat’ın hükümlerine riayet etmeyerek yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız.
'Sizler, Tevrat’ın hükümlerine riayet etmeyerek yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız.
Ve azgınlık
derecesinde küstah, zâlim, zorba, diktatör olacaksınız' diye kesin hükümler
halinde bildirmiştik.
MAİDE 78: İsrailoğullarından inkâr edenlere,
Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanet edilmiştir Bu, isyan etmeleri ve haddi
aşmaları nedeniyledir .
Bununla 2 defa maruz kalacakları felaket
vardır .
İlk fesat v e bozgunculuk sonucunda
maruz kaldıkları felaket, M. Ö. 598’de Babil kralı Buhtu’n-Nasr’ın Kudüs’ü
ve Beytü’l-Makdis’i yerle bir etmesiyle gerçekleşmiştir. Buhtu’n-Nasr,
İsrailoğullarını Filistin’den çıkarıp çeşitli ülkelere sürmüştür.
1948 yılında Yahudilerin bir İsrail Devleti
kurmasıyla karşılaşmışlar ve Yahudiler, hâkimiyeti tesis ederek, bu bölgeyi
elde etmişlerdir.
İkinci Yahudi fesadı ile maruz kalacakları
felaket.
Harp olacak ve Müslümanlar onları kırıp
mahvedecekler. Öyle ki, Yahudilerden bir kimse bir ağaç veya bir taşın arkasına
saklanacak olsa, o ağaç ve taş dile gelerek
"Ey Müslüman, ey Allah'ın kulu, arkamda
bir Yahudi var, gel onu öldür," diyecek.
Sadece
Ğarkad ağacı haber vermeyecek, çünkü bu ağaç, onların ağacıdır.
(Müslim, Fiten, 82). 17-İSRÂ-4
yorumu
17/İSRÂ-101
İsrailoğullarına sor, (Musa) onlara
geldiğinde, Firavun Ona demişti ki:
"Muhakkak ki
ben, senin büyücü olduğunu zannediyorum, yâ Musa!"
Âyet-i kerimede geçen 9 mucize şunlardır:
1. Asa olayı: Hz. Musa'nın asasının ejderha olması.
2. Yedi beyza olayı: Hz. Musa'nın göğsüne elini sokup çıkarmasıyla elinin beyaz olması; yani nurlanması.
3. Çekirge olayı: Çekirge istilâsında firavunun büyük zarar görmesi.
4. Ekin biti olayı: Allahû Tealâ tarafından, elbiselere kadar herşeyi yeyip bitiren ekin bitlerinin firavunun ülkesine musallat kılınması.
5. Kurbağa olayı: Konuşmak için ağzını açanın, ağzına girecek kadar çok kurbağanın olması.
6. Kan olayı: Bütün suların kan olarak akması. Mü'minler su alınca ise temiz su olması.
7. Taştan su akıtması: Hz. Musa'nın ayağını vurarak çölde taştan su çıkarması.
8. Denizin yarılması: Firavunun ve ordusunun Kızıldeniz'de boğulması.
9. Tur dağı olayı: Dağı yahudilerin üzerine kaldırması.
2/BAKARA-140
Yoksa siz,
İbrâhim, İsmâil, İshak, Yâkup ve torunları da yahudi ve hristiyan idiler mi
demek istiyorsunuz?
'Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı?' de. Allah tarafından kutsal kitaplarda bildirilen ve kendisi tarafından bilinen doğru bilgileri açıkça insanlara bildirmeyip gizleyerek inkâr edenden daha zâlim kim olabilir?
Allah işlediğiniz
amellerden, zulmünüzden, yalanlamanızdan, şehadeti gizlemenizden gafil
değildir. Allah bunları cezalandırmadan bırakmayacak.
3/ÂLİ İMRÂN-67
İbrahim, ne
Yahudi idi, ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka
yönelen) bir müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi
Allah'ın tek bir dîni olmuştur. Sadece
Allah'a teslim dîni biad vardır.
4/NİSÂ-46
Yahudilerden,
(Tevrat'taki) kelimelerin konuldukları yerleri değiştirip tahrif edenler
(mânâlarını bozanlar) ve dillerini eğip bükerek ve dîni yererek:
“İşittik ve isyan ettik. İşit, işitmez olası
ve “râinâ” (bize bak: yahudi dilinde ahmak)” diyorlar.
Ve eğer onlar,
“İşittik ve itaat ettik, işit ve bize bak.” deselerdi, elbette kendileri için
daha hayırlı ve daha sağlam (daha iyi) olurdu.
Küfürleri
sebebiyle onları lânetledi.
Artık onların pek
azı hariç, îmân etmezler.
4/NİSÂ-159
Ehl-i kitaptan
her biri, ölmeden önce onun ilâh olmadığına, insan neslinden bir Rasul
olduğuna, gerçek hüviyetine kesinlikle iman edecektir.
Îsâ da, kıyamet günü onların aleyhinde şâhitlik edecektir.
4/NİSÂ-160-161
Yahudilerin
yaptıkları zulüm ve birçok kimseyi Allah yolundan alıkoymaları,
Kendilerine
yasaklanmış olduğu hâlde faiz almaları, insanların mallarını haksız yere
yemeleri sebebiyle
Önceden
kendilerine helâl kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık.
İçlerinden inkâr edenlere de acı bir azap
hazırladık
5/MÂİDE-18
Ve, Yahudiler ve
Hristiyanlar;
“Biz Allah'ın
oğulları ve O'nun sevdikleriyiz.” dediler.
De ki; “O halde
niçin Allah size günahlarınızdan dolayı azap ediyor?”
Hayır, siz O'nun
yarattıklarından bir beşersiniz (insansınız)
O, dilediğini mağfiret eder, dilediğine de
azap eder.
Göklerin, yerin ve ikisinin arasında bulunan
her şeyin mülkü Allah'ındır.
Ve varış O'nadır
(ulaşılacak makam O'nun Zat'ıdır).
5/MÂİDE-41
Ey Peygamber!
Kalpten inanmadıkları hâlde, ağızlarıyla “İnandık” diyenler (münafıklar) ile
Yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin.
Onlar (Yahudiler)
yalan uydurmak için (seni) dinlerler , sana gelmeyen bir topluluk hesabına
dinlerler.
Kelimelerin (ifade içindeki) yerlerini
bildikten sonra yerlerini değiştirir ve şöyle derler:
“Eğer size şu hüküm verilirse, onu tutun. O
verilmezse sakının.
” Allah, kimin
azaba uğramasını istemişse artık sen onun için asla Allah’a karşı hiçbir şey
yapamazsın.
Onlar, Allah’ın
kalplerini temizlemeyi istemediği kimselerdir.
Onlara dünyada bir rüsvaylık, ahirette ise
yine onlara büyük bir azap vardır.
5/MÂİDE-44
Muhakkak ki
Tevrat'ı Biz indirdik,
Onda hidayet ve nur vardır.
Kendileri
(Hakk'a) teslim olmuş peygamberler, yahudilere, onunla hükmederlerdi.
Rabbanîler
(kendilerini Rabb'lerine adamış olanlar) ve Ahbar olanlar da (zahidler, yahudi
âlimler, hahamlar) Allah'ın Kitab'ından korumakla görevli oldukları ile hüküm
verirler ve onlar, onun üzerine şahitler oldular.
Artık insanlardan
korkmayın,
Ben'den korkun ve Benim âyetlerimi az bir
değere satmayın.
Ve kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, o
taktirde işte onlar, onlar kâfirlerdir.
5/MÂİDE-51
Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı
dileyenler), Yahudi ve Hristiyanları dostlar edinmeyin! Onlar birbirinin
dostlarıdır. Ve sizden kim onlara dönerse (onları dost edinirse) artık o,
mutlaka onlardandır. Muhakkak ki Allah, zalimler kavmini hidayete erdirmez.
Âyet-i kerimede dost edinilmemesi gereken
yahudilerin, kendileri Allah yolunda olmadıkları gibi başkalarını da Allah'ın
yolundan men eden zalimler olduğunu anlıyoruz.
3/ÂLİ İMRÂN-113
Onların (hepsi) bir değildir. Kitap ehlinden,
gece saatlerinde kıyamda durup, Allah'ın âyetlerini tilavet eden ve secde eden
bir ümmet vardır.
5/MÂİDE-52
Kalpleri kararmış, akıllarından zoru
olanların, hasta ruhluların:
'Başımıza bir felâket gelmesinden korkuyoruz'
diyerek, Yahudilerin arasında koşuşturduklarını görürsün.
Umulur ki, Allah bir fetih veya kendi
katındaki planlardan birini gerçekleştirir de, onlar, içlerinde gizledikleri
nifaktan dolayı pişman olurlar.
2/BAKARA-11
Onlara
(Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için, kalpleri engelli ve başkalarını
hidayetten men ettikleri için Allah'ın hastalıklarını artırdığı insanlara):
“Yeryüzünde
fesat çıkarmayın .
(Başkalarını
Allah'ın yolundan men etmeyin)!” denildiği zaman:
Biz sadece ıslâh ediciyiz. dediler.
5/MÂİDE-64
Yahudi'ler:
"Allah'ın eli bağlıdır (Allah cimridir)" dediler.
Onların elleri
bağlandı. Ve bu sözlerinden dolayı lânetlendiler.
Hayır, bilakis!
O'nun iki eli de açıktır. Nasıl isterse öyle infâk eder (verir).
Ve Rabb'inden
sana indirilen şey (ilahî buyruklar), mutlaka onlardan birçoğunun azgınlığını
ve küfrünü arttırır.
Ve biz onların
arasına kıyâmete kadar sürecek düşmanlık ve kin ilka ettik (ulaştırdık).
Her ne zaman harb
için bir ateş yaktılarsa, Allah onu söndürdü.
Ve onlar
yeryüzünde fesat çıkarmak için çalışırlar.
Ve de Allah,
fesat çıkaranları (bozgunculuk yapanları) sevmez.
5/MÂİDE-69
Şüphesiz
inananlar:
Müslümanlar ile Yahudiler, Sabiîler ve
Hıristiyanlardan (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe
inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku yoktur.
Onlar mahzun da
olmayacaklardır”
(diye hükmedilmiştir.)
5/MÂİDE-82
(Ey Muhammed!)
İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler
ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün.
Yine onların iman
edenlere sevgi bakımından en yakınının da “Biz hıristiyanlarız” diyenler
olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır.
Onlar büyüklük de taslamazlar.
2/BAKARA-111
Yahûdi’ler,
“-Cennet’e ancak yâhudi olanlar girer”
ve hristiyanlar
da, yine: “-cennet’e ancak hristiyan olanlar girer” dediler.
Bu, onların
kuruntularıdır.
Ey Habibim,
onlara söyle “- Eğer bu davânızda sâdık kimselerseniz delilinizi getirin.
9/TEVBE-30
Yahudiler,
“Üzeyr, Allah’ın oğludur” dediler.
Hıristiyanlar
ise, “İsa Mesih, Allah’ın oğludur” dediler.
Bu, onların
ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir.
Onların bu
sözleri daha önce inkâr etmiş kimselerin söylediklerine benziyor.
Allah, onları kahretsin.
Nasıl da haktan
çevriliyorlar!
9/TEVBE-34
Ey iman edenler!
Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu,
İnsanların
mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar
Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları
Allah yolunda
harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele.
22/HACC-40
Onlar, sadece
“Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar.
Ve eğer, Allah'ın
insanları birbiriyle defetmesi olmasaydı,
(Rahiplerin) mabetleri,
(Hristiyanların) kiliseleri,
(Yahudilerin)
havraları
Ve içinde
Allah'ın isminin çok zikredildiği
(Müslümanların)
mescidlerini,
mutlaka harap olup yıkılırdı.
O'na (Allah'a) yardım edene, Allah mutlaka
yardım eder.
Muhakkak ki Allah, elbette Kaviyy'dir
(kuvvetli, güçlü) Azîz'dir (yücedir).
58/MUCÂDELE-14
Allah'ın
kendilerine öfkelendiği (gadaplandığı) kavme (yahudilere) dönenleri (onları
dost edinen münafıkları) görmedin mi?
Onlar sizden
değildir ve onlardan da (yahudilerden de) değildir. Bilerek yalan yere yemin
ederler.
----------------------------------------
Münafıklar yahudilerle işbirliği yapmışlardır.
Münafıklar bu noktada iki taraftan da değillerdir.
Allah'a karşı, bilerek yalan yere yeminler etmek
suretiyle savaş veriyorlar.
Bunlar Şeytana tapan , Deccal komiteleridir .
Yahudilerin çoğunu da kendi taraflarına katmışlardır.
16/NAHL-118
Daha önce sana
anlattıklarımızı yahudi olanlara da haram kılmıştık.
Biz (bununla) onlara zulmetmedik, fakat onlar
kendilerine zulmediyorlardı.
28/KASAS-4
Firavun,
gerçekten yeryüzünde (Mısır'da hükümdardı) ve halkını gruplara ayırdı. Onların
bir kısmını (yahudileri) güçsüz bırakıyor, onların oğullarını boğazlatıyor,
kızlarını (kadınlarını) canlı bırakıyor(du). Muhakkak ki o, fesat
çıkaranlardandı.
-----------------------------
Firavun kavminin içinde yahudiler ve yahudi olmayan Mısırlılar
vardı.
Firavun, Mısırlıları yahudilere hakim kılmak üzere
Kâhinler, Hz. Musa'nın geleceğini, firavunun onun sebebiyle öleceğini söylemişlerdi.
Kâhinler, Hz. Musa'nın geleceğini, firavunun onun sebebiyle öleceğini söylemişlerdi.
Bunun üzerine harekete
geçen firavun, yahudilerin doğan bütün erkek çocuklarını öldürüyor, kız
çocuklarını ise sağ bırakıyordu.
28/KASAS-5
Biz ise,
istiyorduk ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları önderler
yapalım ve onları varisler kılalım.
----------------------------------
Allahû Tealâ "yahudileri ni'metlendirmek ve onları imamlar
kılmak ve varisler yapmak istiyorduk" diyor.
62/CUMA-6
De ki: "Ey
Yahudi olanlar, eğer siz, (bütün) insanlardan ayrı olarak yalnızca sizlerin
gerçekten Allah'ın velileri (dost ve sevgili kulları) olduğunuzu öne
sürüyorsanız,
Şu halde ölümü
temenni edin;
Eğer doğru sözlü
iseniz (bunu çekinmeden yapın)."
58/MUCÂDELE-14
Allah'ın
kendilerine öfkelendiği (gadaplandığı) kavme (yahudilere) dönenleri (onları
dost edinen münafıkları) görmedin mi?
Onlar sizden değildir ve onlardan da
(yahudilerden de) değildir.
Bilerek yalan
yere yemin ederler.
-------------------------------------
Münafıklar
yahudilerle işbirliği yapmışlardır.
Münafıklar
bu noktada iki taraftan da değillerdir.
Allah'a karşı, bilerek yalan yere yeminler
etmek
suretiyle
savaş veriyorlar.
7/A'RÂF-175
Kendisine
âyetlerimizi verdiğimiz, ilmî ve dinî bilgisi olan şu alçağın yaptıklarını da
onlara, yahudilere oku.
O menfaat
karşılığı âyetlerimizden, kitabımızdan uzaklaştı, ihmal etti.
Şeytan ve şeytanî
güçler onu peşine taktı.
Hain düşünceler
taşıyanlardan, hak yoldan sapanlardan biri oldu.
-------------------------------------
*Müslüman
görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıkların
durumu, tıpkı şeytanın durumu gibidir. Gayesi Allah'ın insanı cezalandırması.
Şeytan insana:
'İnkâr et, nankörlük et' der. İnkâr edip nankörlük edince de:
'İnkâr et, nankörlük et' der. İnkâr edip nankörlük edince de:
59/HAŞR-16
Benim seninle ilgim yok, senden uzağım. Ben, âlemlerin, bütün
varlıkların Rabbi Allah’tan
korkarım.' der.
Allah'a göre bütün zamanlar birbirinden
farklı değildir.
Allah'a göre geçmiş zaman, gelecek zaman
yoktur.
Allah,
zamanın her parçasında vardır.
Her
parçası O'nun için aynı anda mevcuttur.
Allah,
zamandan da mekândan da münezzehtir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder