Yahudilerin “siyonist” olanı da, olmayanı da aynıdır.
İkisi de, içinde yahudi olmayanlara uygulanacak pek çok “vahşet hükmü” bulunan “muharref
Tevrat”tan beslenen bir fikriyatı taşır.
En önemli vasıflarından biri, “mağduriyet edebiyatı”nı çok iyi
yapıyor ve iyi kullanıyor olmaları. İnsanların, kendilerine karşı “antisemitist
duygular” taşıdıklarını ilân ederek bir “koruma kalkanı” oluşturdular.
Yaptıkları “pislikler”i bu koruma kalkanıyla meşrulaştırmaya
çalışıyorlar. Zulümlerinden, pisliklerinden söz edip melanetlerine karşı çıkana
cevapları hazır:“Antisemitist...” Böylece, “yahudi
düşmanısın” diyerek pisliklerini örtbas ediyorlar.
Arada bir koruma kalkanını tazeleyip algıları diri tutmayı ihmal etmezler.
Çünkü bilirler ki, algıları ele geçiren, olgulara da sahip olur.
Bu kapsamda, yahudilerin ABD’deki ADL (Anti-Defamation League) kuruluşu, “dünya
ülkelerinde antisemitizmi ölçmek...” amacıyla dünya çapında 53 bin
kişinin katıldığı bir araştırma yapmış. Öyle ya, dünya toplumlarının kendileri
hakkında neler düşündüğünü öğrenmeye ihtiyaçları var. Yaptıkları
melanetlerle pek çok insana antisemitist olmaktan başka seçenek bırakmıyorlar. İşte
bu duyguların düzeyini ve yoğunluğunu bilecekler ki, “algı
operasyonları”nı ona göre yapacaklar. Özellikle son “Gazze
katliamı”ndan sonra, oluşan“antisemitist algılar”ı yumuşatmak,
yükselen düzeyini düşürmek için “dünyanın antisemitizm haritası”nı
çıkarma ihtiyacı hissediyorlar. Fakat kendilerini düzeltmek için değil,
algıları yönlendirmek için...
Araştırmada, katılanlara 11 kanaat cümlesi sunularak, “katılıyorum” veya
“katılmıyorum” şeklinde cevaplamaları istenmiş. En az 6’sına “katılıyorum”
cevabı verenler, ADL tarafından “antisemit”veya “antisemit
eğilimli” olarak tanımlanmış. Antisemitizmin en yaygın olduğu ülkeler,
%69 ile Türkiye ve Yunanistan’mış.
ADL “Yahudiler hakkında önyargılar”dan oluştuğunu iddia etse
de, “antisemitizm tesbiti”yaptığı cümlelerin, esasında doğru
olduğunu her birini ele aldığımızda göreceksiniz.
“Yahudiler oturdukları ülkelerden çok İsrail’e sadıktırlar.” KATILIYORUM. Zira son Gazze katliamı üzerine, önce 15.07.2014’te
Türkiye’deki yahudi cemaatinin Hahambaşısına “Hahambaşı’na çağrı!” başlığıyla,
sonra da 27.07.2014’te Türk vatandaşı yahudilere, “Türk vatandaşı yahudilere
çağrı” başlığıyla İsrail’in katliamını kınamaları çağrısında bulunduğum halde,
umursamadılar. Dünyanın her yerindeki yahudi firmalarının, kazançlarından
İsrail’e pay aktardıkları malûm. İsrail vatandaşlığı da bulunan başka ülke vatandaşları,
çağrıldığında İsrail ordusuna katılıp askerlik yapıyor.
“Yahudiler iş dünyasında çok fazla güce sahiptirler.” KATILIYORUM. Zira en büyük iş/kazanç hacmine sahip Rockefeller,
Rothschild, Dupont, Habsburg, Russell, Warburg, Oppenheimer, Morgan, Bundy,
Freeman, Collins, Astor ve Iord aileleri yahudi. Çok büyük holdinglerin tepe
yönetimleri yahudi, Rotaryen, Lions, Mason vb.’lerin elinde. Dünya pazarına
hükmeden gıda, kozmetik, içecek, alkol, müzik, eğlence, iletişim, bilişim,
silah vb. şirketlerinin hemen hemen tümü yahudilerin.
“Yahudiler uluslararası bankacılıkta çok fazla güce sahipler.” KATILIYORUM. Zira en büyük bankalar yahudilerin. Bankacılık ve finans
sistemine yahudiler sahip ve sistem onlara hizmet ediyor. Kredi kartıyla
yapılan her işlemden yahudiye pay gidiyor.
“Yahudiler Holokost’tan çok fazla bahsediyorlar.” KATILIYORUM. Zira, “mağduriyet edebiyatı” olarak kullandıkları Nazi
katliamının iddia edilen boyutlarda olmadığını, danışıklı bir “ayıklama
operasyonu” olduğunu düşünüyorum. Hatalıysam ispatlasınlar. Şöyle yapsınlar:
Hitler’in öldürdüğü yahudilerin listesini yaş, cinsiyet, taşıdığı hastalık,
sahip olduğu mal varlığı, eğitim, beceri ve yetenek düzeyi vb. kriterlere göre
açıklasınlar. Göreceksiniz, o sıralarda kurmayı planladıkları İsrail için
ayakbağı olacakların dışında kimse öldürülmüş çıkmayacak. Yaklaşık 70 yıl önce
yaşananları dün olmuş gibi gündemde tutarak mağduriyet edebiyatıyla prim
sağlamaları başka bir garabet zaten.
“Yahudiler sadece kendilerini düşünürler, yahudi olmayanlar umurlarında
değildir.”KATILIYORUM. Zira, bu köşede 05.08.2014’te yazdığım
“Siyonist kötü, yahudi iyi mi?” başlıklı yazıda, inandıkları ve takip ettikleri
“muharref Tevrat”ın, diğer insanları “nasıl umursamaları gerektiği”ne dair
emirleri bunun delilidir.
“Yahudilerin dünya işlerinde çok fazla kontrolü vardır.” KATILIYORUM. Zira ABD ve diğer BM Güvenlik Konseyi üyeleri gibi
dünyaya hükmeden ülkelerle, kurulan “dünya sistemi”ne işlerlik kazandıran
uluslararası kuruluşlar yahudiye hizmet ediyor. Uluslararası sistem,
yahudilerin dünya hakimiyetlerini sağlamaktan öte bir fonksiyon taşımıyor.
“Yahudiler Amerikan Hükümetini çok fazla kontrol ederler.” KATILIYORUM. Zira ABD’nin, bu zamana kadar İsrail’in herhangi bir eylemini
desteklemediği görülmedi. En vahşi katliamlarından birini yaptığı son Gazze
saldırısında bile hem maddi, hem de politik ve diplomatik olarak açıkça
İsrail’i destekledi.
“Yahudiler kendilerini diğerlerinden üstün görürler.” KATILIYORUM. Zira muharref Tevrat’n hükmü: “Siz, Allah’ınız Rabbin
oğullarısınız. Çünkü sen, Allah’ın Rabbe mukaddes bir kavimsin ve Rab yer
üzerinde olan bütün kavimlerden üstün olarak kendisine has bir kavim olmak
üzere seni seçti. (Tesniye, 14/12)”
“Yahudiler dünya basınını fazlasıyla kontrol ederler.” KATILIYORUM. Zira dünya medyasının yüzde 96’sının 6 büyük şirketin
elinde olduğu, bu 6 şirketin yahudilere ait olduğu veya onlar tarafından
yönetildiği biliniyor.
“Dünyadaki savaşların çoğuna yahudiler sebeb olur.” KATILIYORUM. Zira yahudi ajanların bölgesel ve küresel savaşları
körüklediği, yahudi silah tüccarlarının bundan büyük paralar kazandığı sır
değil.
“Yahudilerden nefret edilmesinin sebebi onların davranışlarıdır.” KATILIYORUM. Zira Kur’an’ın tabiriyle yeryüzünü fesada boğan
yahudiler, kendilerinden nefret edilmesine yol açıyorlar; bir de bundan
rahatsız oluyorlar.
Gördüğünüz gibi bu kanaatlere 11’de 11 katılıyorum. Gerekçelerimi
de söyledim. Şimdi ben antisemitist miyim?
Bugünden başlayarak Türkiye’yi
hareketli günler bekliyor..
AK Parti teşkilatı kongreye
hazırlanırken, paralel yapı A planı tutmayınca, B planını devreye sokmaya
çalışıyor.. AK Parti’de, AK Parti grubunda, hükümet teşkilinde sorun çıkmasına
sebeb olacak ve ülke gündemini sarsacak toplumsal anlamda sansasyonel bir olay
örgütlenebilir mi? Eğer başarabilirlerse bunu denemekte tereddüt etmeyecekler.
Tarafların tümü kılıçlarını çekmiş gözüküyor. Manzaraya bakılırsa,
kimsenin geri dönmeye niyeti olmadığı anlaşılıyor.
Bu arada ilginç gelişmeler oluyor. Almanya ile ciddi bir dinleme
krizi yaşanıyor. Alman media kuruluşları Türkiye’de önemli basın kuruluşlarının
ortağı.
Almanya ilginç bir ülke.. Kazı altından İsrail çıkar. Kazı ABD,
İngiltere, Fransa çıkar, Vatikan çıkar, bir kolu Rusya’ya, Balkanlar’a, Türk
dünyasına, Afrika’ya uzar.. Almanya Almanya’dan ibaret değildir.. Hablemitoğlu,
Sıvas olayları iyi soruşturulursa Almanların parmak izine ulaşmak zor olmaz..
Doğan mediasının çizgisini izlerseniz, Rizzoli’den RTL’ye, Murdoch’a, CNN’e
kadar birçok adrese ulaşırsınız. Alman vakıfları sadece çevre ve insan
haklarının ve demokrasinin peşinde koşmuyorlarmış. Onlar oltaya takılan yemmiş.
Gezi’de de meydandaydılar, Paralelin de arkasında duruyorlar, ulusalcıların
arkasında durdukları gibi.
Birileri heykel krizi ile barış sürecini sabote etmeye çalışıyor
sanki. Bana kalırsa bayrak indirme tezgahı kimin işi ise bu tezgah da onların
işi.
Bakın, devletin yasal dinleme işini sorun haline getirenlerin
Almanya ve ABD’nin, İsrail’in dinlemesi konusunda pek ses çıkarmayacaklar. Bu
ülkeler hesabına dinleme yapanları da korumaya çalışacaklar..
MOSSAD’ın suikast timlerinin Türkiye’ye girişlerinin engellenmesi,
terör grublarındaki, paralel ve ulusalcı cephedeki hareketlilik dikkat çekici..
Türkiye yine TOPYEKÛN BİR SALDIRI tehdidi ile karşı karşıya..
Batılılar Türkiye’ye karşı ne yapacaklarını bilmiyorlar..
Fırlattıkları bumerang kendilerini vuruyor.. ABD’deki Ferguson krizi
derinleşerek yayılmaya devam ediyor.. Batı mediası Gezi’de canlı yayındaydı,
Ferguson’da suspus oldular. Yarın bakarsınız bu isyanlar başka ülkelere de
yayılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder