İSLAM DEVLETLERİ gibi olmalıdır.
Bizler hadislerde kurulması işaret edilen
,
BİRLEŞİK İSLAM MİLLETLERİ DEVLETİNİ ni
kurmalıyız.
Bu devletin kurulmasında Türk , Osmanlı ,Kürt
Arap , vb isimleri olmayacaktır.Ayrıca bu
kurulan yeni devletle birlikte müslümanlık
,İslamiyet adına olup ve tüm bölgeleri içine
alacak bir isim konacaktır.
Yurdumuzda bu kadar ayrı kökenden millet varken
Cumhuriyetin ilk yılların da ırkçılık
bilerek yapılarak alt kimlik üst kimlik
sorunu oluşturulmuştur.
İslam dünyasında farklı kültürler, gelenekler ve
anlayışlar olması son derece doğaldır. Önemli olan, bu farklılıkların inanç
birliği altında, çoğulcu bir dayanışma içinde toplanmasının sağlanmasıdır.
Görüş, düşünce ve uygulama farklılıkları her toplum içinde karşılaşılan olağan
durumlardır. İslam ahlakının gereği tüm farklılıklara rağmen Müslümanların,
birbirlerinin kardeşleri oldukları gerçeğini unutmamalarıdır. Irkı, dili,
vatanı, mezhebi ne olursa olsun tüm Müslümanlar kardeştirler. Bu nedenle İslam
dünyası içindeki farklılıklar birer zenginlik olarak değerlendirilmeli, bunlar,
Müslümanların birbirleri ile çekişmesine neden olan, onları ana konulardan
uzaklaştırıp, acil ve önemli sorunlara tedbir alınmasını engelleyen çatışma ve
ayrılık nedenlerine dönüşmemelidir.
Müslümanların birbirleri ile olan ilişkilerinde, temel ölçü
karşılarındaki kişinin ırkı, etnik kökeni, dili gibi özellikleri, sahip olduğu
imkanları, makamı veya mevkisini,hakim gücünü istediği şekilde kullanması
olmamalıdır.
Türklük alt kimlik mi, üst kimlik mi tartışması da devam
edecektir böylece. Hepimiz Anadolu halkları isek .Herşeyin eşit olması lazım gerekir.
"Bu konu, İslam ittifakını zedeleyecek kadar önemli
mi?"
"Üzerinde uzlaşılması mümkün olmayan bir konu mu?"
"İnkarcı ideolojilere karşı fikri çalışma içinde olmak yerine, Müslüman bir diğer toplulukla uğraşmak makul mü?"
"Üzerinde uzlaşılması mümkün olmayan bir konu mu?"
"İnkarcı ideolojilere karşı fikri çalışma içinde olmak yerine, Müslüman bir diğer toplulukla uğraşmak makul mü?"
-Müslümanların kışı bitmiş bu günlerimizde , Baharı da
başlamıştır. Artık akıntının ilerlediği taraftayız İnşallah.
- Ey islam alemi ! Şu an hepimiz damlalar halinde pek de
kuvvetli değiliz. Lakin birleştiğimiz takdirde yeryüzüne bu deccaliyet düzeni
değiştirecek kudrete sahib olacağız. O yüzden hep birlikte hareket
edeceğiz.Artık tek yumruk olma vaktidir.Siz bu mücadelede bir olup bir kulaç atın .Allah onu 10 katı 100 katı
yapacaktır.
Düşmanınızı kim
olduğunu anlayın ,görün .Dindaşınıza Irkçılık yapmayın birlik olun.Onlara karşı önlem alalın beraber hareket eder olun.
-Kafir decalın mason gurubuna dikkat edin.O gurubdan uzak
durun.Yardım sever görüntüsüne aldanmayın.Onun cenneti cehennem.Cehennemi
dediği cennettir.Onun işi kandırmaktır.Tiyatro kurmaktır , bunu yüzünüze
gülerken arkadan oynamaktır. insanları
öldürmeyi ,öldürtmeyi bunun
siyasetlerini yapmayı iyi bilendir.
Geleceği düşünürken dün yaptığımız hatalardan daima ders
almalıyız. Bu görüş doğrultusunda zoru kolayken tasarlayıp, bela küçükken
farketmeli, En zor işlemin kolayca
halledilmesi için planlamayı etkin ve verimli bir biçimde gerçekleştirmeliyiz.
Bunlara karşı ; Sonrasının olacağını düşünerek hareket
etmeliyiz .
Ya bir yol bulmalıyız ,, ya bir yol açmalıyız , ya da yolumuzdan
alıkoyan içimizdeki casusları
öncelikle savaşmadan al aşağı edip kenara çekmeliyiz .
BATI EMPERYALİSTLERİNE TABİ OLANLAR HEP DERLER :
Laiklik, devletçilik dışındaki diğer ilkelerin hepsi
gericilik derler.Demokrasinin ön koşuludur; çünkü laiklik olmadan gerçek bir
düşünce özgürlüğü de olamaz derler . Devrimciliğin ön koşuludur; çünkü laikliği
kabul etmemiş bir toplumda, bilimin ve çağın gereklerinin gerisinde kalmış
kurumları değiştirmenin tartışması bile genellikle yapılamaz derler.Bu yüzden din
ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gerekir derler .
Aslında onların kalplerindeki doğru kendi kapitalizmi
için insanları faizleri ile yutup ezmektir.
Halbuki gerçek olan
insanlığın halkçılığın ön koşuludur; Onlar dinin de siyasetten ayrılması ve yasaların
dine göre değil, sözde yasaları toplumun gereksinmelerine göre yapılması
ilkesinde amaç edinmişlerdi.
Asıl Amaçları Halkları tamamen İslam dinin den , Allahtan
uzaklaştırmaktı.Bir laik devletinde
halkın istekleri değil seçkinlerin zorba düşünceleri ile yaşamak
yaşatmaktır.Bunuda ilk başlangıcını Ezanı Muhammiyedi türkçe okutmaktı. Burda
amaç dini islamı tamamen geri pilana atmaktı unutturmaktı.
Vatanımızda herkes kuranı okuyup yazabilirken.Bir gecede
harf kanunu getirerek insanları cahil bıraktılar. Kuranı geçmişteki binlerce eseri okuyamaz
araştıramaz durumuna getirdiler.
Dünyada 2 devlet harf kanunu yapmıştır.Biri türkler
diğeri yahudilerdir.Türkler özünden çıkmıştır,çıkarılmıtır.Yahudiler İsrailin
kurulması ile ibrani harflerine dönerek özüne dönmüştür.
Bundan sonra , Bizler Birleşik Anadolu İslam Devletinin
fertleri olacağız. Buna başlarken bunlarda en
önemlisi ilkide harflerimizdir.Osmanlı Arap harflerine ihtiyaç oduğu için nasıl
harf ekledi ise bizde alfabemize eksik olan bazı sesleri karşılamak üzere
harflerin ilave edeceğiz .
Harf inkilabın da Alfabemize Atatürk
nasıl düşünememiş bunu , harflerimize niçin bu 3 harfleri
Q,X,W de koymamış . Bu 3 harfin
konmamasında ne zarar var ? Asıl
ayrımcılık o zamandan başlamış. Niçin okullarımızda 29 harfle sınırlı kalsın
kelime dağarcığımız sınırlı kalsın. Bu nasıl bir saçmalıktır.
İleriki yıllarda
pilanlanan ırkçılık çatışmalarına kökten zemin hazırlamak için bir de üstüne ''
Ne Mutlu Türküm Diyene ''sözü ile bir sonradan patlayacak bir temel atılmıştır.
Osmanlının onca karışık milletleri 600 yıl nasıl idare
ettiğini görmedilermi ? Gördülerde niyetler neidi acaba ?
Osmanlı her millete eşit ve adaletle yaklaşmış , Ülkesin
de yaşayan tüm toplulukları hak
,hukuğunu eşit olarak yaklaşmış ; malını , mülkünü ve canını devletin
garantörlüğünde taahüt etmiştir.Hz Ömer in dediği gibi'' Adalet Mülkün
Temelidir '' düşüncesinde hareket etmiştir.
Cumhuriyet in kuruluşunda bilerek yapılan hatalar yüzünden günümüzde artık ayırımcılık yapmayalım diyeceğimize , elimizi kolumuzu bağlayıp bizi yeniden "hasta adam"?? yapmalarına razı olmayı bekliyeceğiz..
Fazla birşey bilmeye gerek yok .Günümüz de açılımın gayet olması geren şeklini yürüten başkahramanını yetersiz ,yağnış , ihanet göstermek yine batının bu emperyalizimin taktiğidir.
İçimizdeki hayinlerin ,Göya onlar
askerin operasyonları durdurmasını istiyorlar, hem şehir kadrosunda ki PKK elemanlarını
tutuklamaktan vazgeçilmesini istiyorlar.Hem de başka bir kanadı da açılımın
yağnış olduğunu söylerlerler.Madem açılım yağnış , Sen Milliyetçi bir parti
olduğunu söylüyorsun , Öcalanı eline geçirdiğinde ve hükümettin içindeyken
neden asmadın bu katili?
Peki tüm bunlara karşın bunların yandaş medyaları ne yapıyor?Kandırmacalarına her gün bir yenisini ekleyerek, sevr"in yeniden hortlatılmasına yardımcı oluyor.
Bir bahane bulmaya çalışırken Taksim Meydanında rantı
kaybeden çevreler , hükümeti yıpratmak için ağaçları bahane ettiler .Yine bir
sürü zarar ziyan.Esas sebep Beyfendi gurubunun oraya AVM yapamaması olduğunu
herkes bilmiyormu sanki..
Sanal alem de
birbirlerine yazışarak bazen küfür ederek, bazen de dışarda tencere tava
çalarak çapulcular birbirinimi ağırlıyorlar.Onlar müslümanların gelişmeleri sadece takip ettiklerini
zannetsinler.
Siyonist çevreler yanlarına aldığı işsiz güçsüz
çapulcularla beraber İşadamları ,sahte din adamları , yanlı gazeteler ,
yazarlar , eğlence sektöründeki boş adamlar , kandırılmış alevi gurupları ile
İktidara etkinlik kurmaya çalıştılar. Sonuç malum Taksim Meydanı da hükümet bir
gece ilaçlama yaparak temizledi ortalığı.
İçimizdeki politikacıların yalanları gülümseyen
yüzlerinin arkasına saklanmışlardır. MHP , DTP ,CHP danışıklı dövüş tarzında bir birlerine kızar
görünseler de, hepsi de aynı yolda yürümektedir. Aralarında ki , iyi polis kötü
polis tiyatrosunu iyi oynamaktırlar.
Amaç hep aynı olmuştur.Gizlide ABD ajanlığı İsrail
menfaatlerini amaç güdmüşlerdir.Demirel ,Ecevit , Mesut Yılmaz da varken hep
aynı işbirlikçileri olmuşlardır.
Bizi Şeriat hükümlerinden koparıp , laiklğe yitenler ,
din ve devlet işleri ayrı olmalıdır diyenler ,Hizmet ettikleri İsrailin
şeriatla yönetildiğini niye hiç söylemezler.
Ve bu İsrailin Nihai Hedefi Nilden Fırata Tüm
Mezopotamyayı Ele Geçirip Büyük İsrail Devletini Kurmak istediklerini bilmezlermi.
Türkiye’de çözümlenmesi gereken birçok sorun var. Bütün
bu sorunlar içinde ise en temelde demokrasi sorunu var. Demokrasi bir halkın
tüm bireylerinin eşit yönetim gücüne sahip olduğu siyasi sistemdir. Bu sistemin
işleyişindeki eksiklikler demokrasi sorununun bir parçasını oluşturuyor. Ama
asıl önemli parça hem devletler için hem toplumlar için demokratik bir
karaktere ve düşünce yapısına sahip olmakla ilgili. Sorunu bu kadar büyük
yapansa tüm dünyada hüküm süren ‘demokrasi yalanı’.
Özetle halkın temsilcileri halkı Cumhuriyet tarihinden
beri aldatıyor ve halk güvenemediği temsilcileri şidiye kadar seçmek zorunda
kaldılar.
Artık görmemiz lazımdırki
; Bu yolun sonunda Türkiye"yi ne beklediği her halde artık malumumuz olmuştur.
Kurtuluş tüm müslümanları birleştirecek
yepyeni bir devlet olmalıdır.
Buda "Birleşik Anadolu İslam
Devletleri"olmalıdır..Bakın dikkat edelim eskide olduğu gibi önümüzde
şansımız varken birdaha hataya düşmeyelim.
DOĞRU OLAN İSLAM DEVLETİ İSMİ NE OLMALIDIR? :
Başlangıç çok önemlidir.Sadece Türkleri koyup .Türk İslam
Birliği koyarsak ırkçılık ayrılıkçı yapmış olur , yine yağnış
yapmış ve tuzağa düşmüş oluruz.
Bir ırk ismi vermeden
.............. BİRLEŞİK İSLAM DEVLETLERİ
gibi olmalıdır. Bizler hadislerde
kurulması işaret edilen BİRLEŞİK
ANADOLU İSLAM DEVLETLERİ ni kurmalıyız.
Bu devletin
kurulmasında Türk , Osmanlı ,Kürt , Arap
, vb isimleri olmayacaktır.Ayrıca bu kurulan yeni devletle birlikte müslümanlık
,İslamiyet adına olup ve tüm bölgeleri içine alacak bir isim konacaktır.
SIRA BİZEDEMİ GELECEK.
Şimdiye kadar ABD nin sözde demokrasi yalanı ile Büyük
İsraili kurmak amacı ile aşağıdaki İslam Ülkeleri ,yine çeşitli bahanelerle ve
çeşitli vaadlerle tarafına çektiği işbirlikçileri ile ülkelerin kendi insanları
ile içten vurmayı pilanlamıştır.
Afganistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir,
Cibuti, Fas, Filistin Özerk Yönetimi, Irak, İran, İsrail, Katar, Kuveyt, Komor
Adaları, Lübnan, Libya, Mısır, Moritanya, Pakistan, Somali, Suudi Arabistan,
Sudan, Suriye, Tunus, Türkiye, Umman, Ürdün ve Yemen.''
bu alana Kafkasya ve Orta Asya cumhuriyetleri ile Endonezya ve Malezya'
bu alana Kafkasya ve Orta Asya cumhuriyetleri ile Endonezya ve Malezya'
Bu ülkelerin yarısını vurdu.Kalanları içinde nifak
tohumlarını ekmiş ve biçmeye hazırlanıyor.
Bu vurduğu ülkelerdeki insanların çığlıklarını diğer vurulmayan
ülkelerdeki insanlar duymamazlıktan geliyor.O çığlıklar Ayşelerin, Fatmaların
çığlıklarıdır. Annelerimizin, bacılarımızın, çocuklarımızın çığlıklarıdır.
Nereden dumanlar yükseliyorsa orası da bir İslam diyarıdır, Filistin'dir,
Arakan'dır, Suriye'dir, Bosna Hersek'tir, Afganistan'dır ,Iraktır , Libyadır ,
Mısırdır bir İslam diyarıdır. Akan kan Müslüman kanı, yanan can Müslüman
canıdır."
Müslüman ülkelerde yaşanan felaketlerin çözümü için
çarenin İslam Birliği'nin kurulması olduğunu belirten Kamalak, "İslam
Birleşik Devletleri kurulmalıdır.Çare
acil İslam Birliği'nin sağlanmasıdır." İslam birliğinin kurulması
için tüm Müslümanların bir olması gereğidir.
"Biz Alevisiyle, Lazıyla, Kürdüyle,Arabı ile Çerkeziyle Müslümanız. Müslümanların Rabbi,
kitabı, Peygamberi(sav) birdir. o halde uygulamada da bir olalım, güçlerimizi
birleştirelim. Müslümanlar birbirlerinin düşmanı değil, kardeşleridir.
sonuca ulaşabilmek için Müslümanların akıllarını
başlarına toplamaları ve işbirliği yapmaları mecburidir.Bu Yüce Allahın emri ,İslamın Farzı ,Peygamberimizin
tavsiyesidir.
• Müslümanların birlik olmaları,
• Kardeşce bir sevgi ve şefkatle birbirlerine bağlı olmaları,
• Çekişip tartışmamaları,
• Birbirlerinin dostları olmaları,
• Birbirlerini her koşulda koruyup kollamaları,
• Birbirleriyle istişare halinde olmaları,
• Birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf haline inkara karşı ilmen mücadele etmeleri farzdır.
• Kardeşce bir sevgi ve şefkatle birbirlerine bağlı olmaları,
• Çekişip tartışmamaları,
• Birbirlerinin dostları olmaları,
• Birbirlerini her koşulda koruyup kollamaları,
• Birbirleriyle istişare halinde olmaları,
• Birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf haline inkara karşı ilmen mücadele etmeleri farzdır.
Allahın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp
ayrılmayın. Ve Allahın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın.
KURANDA BU KONUDA BAZI AYETLER:
Allah Kuranda müminlere birlik olmalarını, inkara karşı
imanda saf bağlamalarını, birbirlerini kardeşleri gibi görüp sevmelerini,
birbirlerine karşı merhametli, affedici ve koruyucu olmalarını, dağılmaktan,
ayrılmaktan ve parçalanmaktan şiddetle kaçınmalarını emretmiştir. Kurana göre
müminlerin birlik olmaları farzdır.
Ayetlerde şöyle buyrulur:
Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve
Allahtan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz. (Hucurat Suresi, 10)
Allaha ve Reslüne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)
Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır. (Şura Suresi, 39)
Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak cehd edenleri (mücadele edenleri) sever. (Saff Suresi, 4)
Burada Müslümanların birlik olmasıyla ilgili olarak sadece birkaç ayete yer verilmiştir. Bu ayetlerden ve Kuranın genelinden açıkça anlaşıldığı gibi; Müslümanların birlik olmaları, Kardeşce bir sevgi ve şefkatle birbirlerine bağlı olmaları,
Çekişip tartışmamaları, Birbirlerinin velileri ve dostları olmaları, Birbirlerini her koşulda koruyup kollamaları, Birbirleriyle istişare halinde olmaları, * Birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf haline inkara karşı ilmen xe cihatla mücadele etmeleri farzdır.
Allaha ve Reslüne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)
Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır. (Şura Suresi, 39)
Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak cehd edenleri (mücadele edenleri) sever. (Saff Suresi, 4)
Burada Müslümanların birlik olmasıyla ilgili olarak sadece birkaç ayete yer verilmiştir. Bu ayetlerden ve Kuranın genelinden açıkça anlaşıldığı gibi; Müslümanların birlik olmaları, Kardeşce bir sevgi ve şefkatle birbirlerine bağlı olmaları,
Çekişip tartışmamaları, Birbirlerinin velileri ve dostları olmaları, Birbirlerini her koşulda koruyup kollamaları, Birbirleriyle istişare halinde olmaları, * Birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf haline inkara karşı ilmen xe cihatla mücadele etmeleri farzdır.
“İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu
yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne
ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.” (Enfal Suresi, 73)
Ey iman edenler! Eğer siz Allah'ın dinine yardım
ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar. 47 Muhammed
7
Gökleri, yeri ve bu ikisi içinde yaydığı canlıları
yaratması, Onun varlığının delillerindendir. O, dilediği zaman, onları bir
araya getirmeye de gücü yetendir. 42 Şura 29
Ey İnsanlar çok derin bir uykudamısınız.? Neler
oluyor? Avrupa’nın sinemasına,
tiyatrosuna, kulübüne, maçına, haçına her şeyine aşık olup Allah’a baş düşman
olanlarabir önlem almayacakmısınız artı ?
Evet, akla ziyan gibi gördüğünüz işler oluyor. Aklın
almadığı hadiseler oluyor ve olacak. Bunlar eyyamullahtır. Zira Allah, nurunu
tamamlayacaktır. Kafirler istemese de!
İnanın ve emin olunki, zaman bizim ve İslam’ın lehine işliyor. ‘Allah dilerse kâfirin eliyle de nurunu tamamlar ...
HİLAFETİ YIKAN ATATÜRK BİLE :
Atatürk Nutuk'taki kayıtlı ifadelerinde İslam aleminin
birleşmesini ve hatta başına dış güçlerin tesirinde kalmayacak bir halifenin
geçirileceğini söylüyor.
Birleşmiş olan İslâm devletleri bu meclisin başkanı
tarafından temsil edilecektir derlerse ve isterlerse, işte o zaman, o birleşik
islam devleti'ne hilâfet ve ortak meclisin başkanlığına seçilecek zata da HALİFE
ünvanı verirler.” ( Nutuk, İstanbul 1963, s.710-714 )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder