4.08.2014

Cumhurbaşkanımızı seçmemize 6 gün kaldı. Bu seçimin asıl sonucu ülkemizin gelecek siyasetine etkisinin ne olacağıdır.



Tayyip Erdoğan "2023, 2053" diyor, büyük hedefler veriyor. Peki,C HP-MHP'nin ortak adayı Ekmel İhsanoğlu'nun bir gelecek vizyonuna, aziz milletimizin geleceğine yönelik bir hikâyesine tanık oldunuz mu? "Büyük düşünmek, büyük güç olmak"kolay iş değildir. Türkiye bugünlere tesadüfen gelmedi.
2002'de iktidara olan Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, 12 yılda dünya güç parametrelerini ve konjonktürü zamanında okuyarak, büyük bir dönüşüme imza attı.
Şimdi Tanzimat'tan, Islahat'tan, tek partili Cumhuriyet'ten bu yana 200 yıllık savaşlar, dünya paylaşımları, karışık dönemlerden sonra Türkiye'miz önüne 2023-2053-2071 hedeflerini koyabildi.
Sonuç olarak, iki asırdır asıl kimliğine dönmeye çalışan bir toplum olarak çırpındıkça çırpındık. Bundan sonra 21'inci yüzyılın gelişmelerinde oyun kurucu olarak kendimizi göstereceğiz.
2023'ün hazırlıklarını yapan bir ülkeyiz.
Yönlendirilen değil de, geçmişteki gibi yönlendiren bir ülke olmayı umut ediyoruz. 

Yeni parametreler 

Tayyip Erdoğan'ın '2023 vizyonu ' Yeni Türkiye'nin nereye yürüyeceğinin yol haritasını vermektedir:




GÜÇLÜ EKONOMİ, AKTİF VE ÇOK YÖNLÜ DIŞ POLİTİKA, CAYDIRICI BİR ASKERİ YAPILANMA Bu üçayağa sahip olmak bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. "Milli birlik" içinde hareket etmek, güçlü bir istihbarat örgütüne sahip olmak, 2023 hedeflerine kesintisiz yürümemizin olmazsa olmazlarıdır.
Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya Balkanlar, Kafkaslar ile Ortadoğu'nun arasında "bir iç hat" pozisyonunda bulunmaktadır. Bu üç bölge ve Orta Asya, birçok bakımdan küresel politikaların ve 'rol' savaşlarının belirli açılardan yoğunlaştığı alanlardır.
Bu durum Türkiye'nin gittikçe genişleyen bir alanda merkezî pozisyon kazandığını/kazanacağını göstermektedir.
Balkanlardan Orta Asya'ya kadar uzanan bölgede tesis edilecek düzenin en önemli parçası ve gerçek öğesi olanAnkara'yı, artık; dışlayan bir siyasi düzen ve statüko mümkün değildir.
Türkiye olmadan atılacak hiçbir dikiş bu coğrafyada tutmayacaktır. 

Muhalefetin perişanlığı 

Milli iradenin hassas terazisi çalışıyor.
Tayyip Erdoğan galip, Kemal Kılıçdaroğlu-Devlet Bahçeli nakavt.
Muhalefetin sıkıntılı durumunu anlatan bir hikâye:
Bir boks maçında, dayak yiyen boksöre ilk raunt bittiğinde antrenörü şöyle der: "Çok iyi gidiyorsun. Adamı iyi dövdün devam et." İkinci raun bizim boksör dayak yemeye devam eder, bir gözü de iyice morarmıştır. Raunt bittiğinde antrenörü: "Çok iyi dövüştün, bravo, adamı öyle dövdün ki neredeyse devirecektin" der.
Üçüncü raunt başlar. Bu kez boksörün kaşı açılır, dudağı yarılır, burnu kanar.
Ringin ortasına serilecekken gong imdadına yetişir. Antrenörü "Aferin evlat çok iyiydin.
Hatta önceki rauntlardan daha iyiydin. Çok iyi dövdün perişan ettin adamı. Bravo!" diyince boksör cevap verir:Adamı çok iyi dövdüm, perişan ettim değil mi?
Antrenör "Evet, evet... Adamı perişan ettin..." diye cesaret verir.

Bunun üzerine boksör antrenöre sorar:
Hocam, madem ben adamı dövüp, perişan ediyorum... Peki ama beni döven kim? 

http://www.takvim.com.tr/c/i/radioBullet.jpg SONUÇ: MİLLİ İRADENİN SON KARARI: ERDOĞAN ÇANKAYA'DA.
11 Ağustos sabahı ile Büyük Türkiye'nin temelini atmış olacağız. Önümüzdeki 50 sene Büyük Türkiye'nin yılı olacak.
2071'de zirveye ulaşmış bir ülke olacağımıza yürekten inanıyorum. Biz göremeyiz fakat aziz millet bahtiyar olsun, bizden sonrakiler rahat etsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder