31.07.2014

PENSİLVANYA CAMBAZI Bedduacı Vaizin Takiye Mektupları


PENSİLVANYA CAMBAZI
Bedduacı Vaizin Takiye Mektupları

Kenan Evren'e:

 İşte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde asırlık bekleyişin ümit ışığı saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekâsına alâmet sayıyor, ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz...



Çevik Bir'e:

Genelkurmayımız'ın çok değerli İkinci Başkanı, Sayın Komutanım... Yüksek af ve hoşgörünüze sığınıyorum. Değerli Komutanım, kahraman ordumuzun şerefli bir mensubu ve en yüksek rütbede bir komutanı...

 Böyle bir mektupla kıymetli vakitlerinizi işgal etme sû-i edebinde bulunduğum için tekrar özür diler, yeni yılda sıhhat ve afiyet dileklerimle birlikte, en derin saygılarımın kabulünü arz ederim efendim...

Papa II. Jean Paul'e: 

Pek muhterem Papa cenapları... Üç büyük dinin doğum yeri olarak bilinen toprakların dünyayı daha iyi yaşanabilir bir mekân kılma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manâsıyla bilen halkından size en içten selamları getirdik. Zat-ı âlinize en derin kalbî teşekkürlerimizi sunarız...


Emin Çölaşan'a:

Değerli gazeteci yazar, kıymetli insan saygıdeğer aydın Emin Çölaşan Beyefendi. Başta hakkımda zaman zaman iletişim kopukluğundan kaynaklandığını sandığım farklı değerlendirmelerine rağmen; değerli ve aydın kişiliği, kıymetli kalemi, araştırmacı karakteri ve dürüstlüğü ön plana çıkaran yanı ile takdire şayan çalışmalarda bulunan ve ülkemizde sevgi, barış ve hürriyet ortamının oluşması için katkılarını sunan zat-ı âlileriniz yüksek kişiliğiniz olmak üzere bütün aile dost ve yakınlarınıza hürmetlerimin ve en iyi dileklerimin kabulünü arz ederim efendim...




Kitabın 172. ve 173. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Şimdi ben kendi içimden hep diyordum ki; yav acaba meseleyi tahrif mi ediyoruz, aşağıya mı çekiyoruz, folklorlardır, şarkılardır, şiirlerdir... Bunlarla... Fakat demek ki bazı hakikatlerin ifade edilmesi adına, ittifakın sağlanması adına, bunlar çok önemli faktörler ki; insanlığın iftihar tablosu (Peygamberimiz) bazılarının, bir kısım mutasavvıf ve sufî görünümlü kimselerin yadırgamalarına rağmen Efendimiz (S.A.V.) inanın, Peygamberimiz teşrif etti..."

Ne kadar ayıp, ne kadar utanılacak bir durum! Neyin ittifakı, hangi tahayyülatın uydurduğu teşrif? Gerçekten anlamış değilim. Şu sapıkça algı saçmalıklarına bakın! Şarkılar, türküler, danslar, envai çeşit istavroz çıkarmaların yanı sıra siyon yıldızlı Yahudi kipalarının alenen sergilendiği hristik bir ortama Hz. Peygamberimiz teşrif edecek öyle mi?

 İnsan hayatında uçuk kaçık hayâl kurgularının da bir sının vardır. Fethullah Gülen'in ki ise hiç tartışmasız derin salvolar eşliğinde sergilenen sınır ötesi istismardan başka bir şey değildir. Bu manâdaki çılgınca saçmalıkları ancak ve ancak insanın bilgili geçinen cahili yapar. Gerçek bir din âlimi, böylesine akıl tutulmasıyla eşdeğerdeki tuhaflık ötesi ütopyaların yanından bile geçmez. Bildiğim kadarıyla geçmişten günümüze, geçeni de görülmemiştir.

Kurnaz vaizin "Rüyalarım" isimli kitabını dikkatle incelediğimizde; Peygamberimiz Hz. Muhammed'in "Ya Fethullah evlenme, evlenirsen ölünce senin cenazene gelmem" dediğini, aklı başında bir insan kaleme alır mı? Aldığına göre buna kim inanır! İnanır gibi görünenler ise mutlak surette cemaate midesinden bağlı üst kurul prensleridir.

 Velevki görülen rüya bile olsa böyle incitici saçmalıkların kitaplara konu edilmesi, ayıp ve günahtır. Her şeyden önce Hz. Peygamber'in zerre kadar istismarı dahi inançlı kullara asla yakışmaz. Sözde ilim adamı ve cemaatin lideri konumundaki Fethullah Gülen'in elinde sarih delil bulunmadan malûm kitabında uçuk şeyler yazmasının ötesinde etrafındaki müridlerine vaaz verir gibi olmayacak atmasyonlar söylemeye hakkı yoktur.

 Doç.Dr. Nedim Urhan'agöre; İzmir'de bir camide konuşma yaparken "Hz. Peygamber geldi, şu direğin dibinde oturuyor, sizleri tebrik etmek için!" diye abuk subuk sözler sarfeden de ondan başkası değildir. Ne kadar tuhaf değil mi? Bugüne kadar hiçbir yerde Resulullah yeryüzüne inmemiş de haşa ekstrem ayrıcalık olarak Gülen cemaatine mi geliyor? Bunun gerçek manâdaki İslâmi alt yapıda tasvip edilecek, kabullenecek hiçbir yanı yoktur. Var diyenler ise akıntıya kürek çekmek misali, kendilerini aldatmaktan öteye gidemezler.

Gelelim Fethullah Hoca'ya bağlı Samanyolu Televizyonu'na! Bahse konu kanalda takriben üç yıldan fazla süredir yayınlanan "Şefkat Tepe" adlı dizinin 2014 yılı Şubat ayındaki bölümünde, insanların dini duygularıyla resmen alay edilmiştir. PKK ile savaşan Sungurlar timi'nin başındaki yüzbaşı Serdar, koma halindeyken rüya görmeye başlıyor. 

Buraya kadar her şey doğal! Bundan sonrası ise resmen fecaat... Komutanın gördüğü itiyada; Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed, ruh çağırma seansına benzeyen bir ritüel sonrasında gökten ışık huzmesi şeklinde yeryüzüne iniyor. Gelişmelere dikkatle bakıldığında, bütün kurgular baştan sona saçmalık üzerine çekime alınmış. Senarist ve yönetmenin ise hangi akla hizmet ettiği hiç belli değil. Utanmazlık harikası mizansenlerin akabinde, kamyon kasasına bir taht hazırlanıyor. Bu arada komutan komadan çıkmak üzere! Timdekiler ise dikkatle gözlerini alan ışığa bakmaktalar.

 Çok geçmeden askerlerin hoşgeldiniz sözleri arasında onları tepeden gözlemleyen Hz. Muhammed kasadaki tahta inip oturduğunda, kamyonun çalışıp hareket ettiği görülüyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder