Cemaat İsrail'e infaz listesi verdi
İsrail’e Mavi Marmara
gemisindekilerin listesinin “paralel
polisler” tarafından verildiğini iddia etti. Dilipak’ın Akit’ten Hüseyin
Kulaoğlu’na verdiği röportajdan ilgili bölüm şöyle:
“Cemaatin sizin hakkınızda başlattığı bir kampanya var..
“Tertiplediği Kudüs Gecesine Niye Katılmadı? Mavi Marmara Gemisinden Son Anda
Niye İndi? İşte Bir “Garip” Adam Abdurrahman Dilipak..” diye birtakım sorular
sorarak okurlarının sizin hakkında kafasını karıştırmaya çalışıyorlar. Bu işin
aslı nedir?
- Bunlar psikolojik harp taktikleri. Şecaat arz ederken
sirkatlerini söylüyorlar aslında.. Yaptıkları itibar cellatlığı..
“Önce Mavi Marmara’ya bindi, sonra indi” dediler. Hiç
binmedim, Şimdi “niye binmedi” diyorlar. Bir deli bir kuyuya bir taş atıyor,
sonra uğraş dur. Aslında o zamanki Yeni Akit’e baksalar, ben her gün yazıyorum.
Yıllık, haftalık, aylık tatilim yok. Nerede ise 43 yıllık hayatım, bütün
iddialarım, yanılgılarım, çelişkilerim ile ne yaptım, ne ettimse, ne söyledim,
ne düşündümse yazılı olarak kayıtlarda var. Ben, bir bakıma bu anlamda yakın
tarihin yaşayan tanığıyım!
Mavi Marmara’nın sözcüsü idim. Dürüst iseler Bülent
Yıldırım’a, İHH’ya sorarlar. Bana sorarlar. Ama mesele gerçeği öğrenmek değil,
“Çamur at izi kalsın” türü bir kirli propaganda. Güya AK Partili
milletvekilleri de, kimine göre önce gemiye binmiş, sonra inmişler. Kimilerine
göre, gemiye binmekten vazgeçmişler. Oysa tek gerçek var, İngiltere’den gelecek
aktivistler ile ilgili, onların gemilerinin sefere geç çıkması ile ilgili bir
sorun vardı.
Bu arada konuyla ilgili bir başka gerçek daha vardı.. Bu
Gazze konvoyunu İHH başlatmadı. İngiliz Milletvekili George Galloway’in
başlattığı, onun çağrısı üzerine İHH’nın destek verdiği bir yolculuktu bu.
İngiltere’den gelen gemiler hazırlıklarını zamanında tamamlayamayınca, yolculuk
15 gün ertelendi..
HER ŞEY İHH İLE ÖZDEŞ HALE GELDİ
Bu konvoyu İngiliz milletvekili düzenledi dediniz, peki nasıl
oldu da İHH bu işin sahibi oldu?
-İngiltere’den bir, İrlanda’dan bir gemi gelecekti. Bir gemi
İtalya’dan, bir gemi de Yunanistan’dan. Biz de bir gemi ile Türkiye’den
katılacaktık. Ama 3 gemi ile katıldık, diğer ülkelerden gelen 4 gemi olacaktı.
Ama bir aksilik oldu, İtalya gemisi Malta’da arızalandı. Yunan gemisinin de
Kıbrıs açıklarında dümeni kilitlendi. Böylece Türkiye 3 gemi ile katılmış oldu.
Avrupalılar 2 gemi ile. Zaten Mavi Marmara yolcu gemisi olduğu için, İsrail
vatandaşları dahil, hahamı, papazı 30’a yakın ülkeden, insanlar Mavi Marmara’
da yolculuk ediyordu. Operasyon Mavi Marmara’ya yapılınca ve 9 şehid verilince,
bir anda her şey İHH ile özdeş hale geldi. Gemiden yapılan canlı yayınlar ve
İHH logosu da Gazze yolculuğunu İHH ile özdeşleştirdi.
PARALEL YAPIYI SUÇLUYORUM
Yani gemiye binmediniz, inmediniz, bir başka sorun daha var,
siz Habertürk’de, demişsiniz ki, “gemidekilerin kimlik bilgileri hükümetin
elindeydi. İsrail’in operasyon kuvvetlerinin elinde ise infaz edileceklerin
pasaport fotokopileri vardı. Bu bilgileri İsraile hükümet sızdırdı”.. Tam
olarak şöyle diyorlar: “Dilipak, Mavi Marmara faciasının yaşandığı 31 Mayıs
2010 günü Habertürk’te Balçiçek Pamir’in sunduğu Söz Sende programında AK Parti
hükümetini Mavi Marmara yolcularının listesini İsrail hükümetine önceden verme
töhmeti altında bırakacak iddialarda bulunuyor. Dilipak, şöyle konuşuyor: “Mavi
Marmara gemisine binen Türklerin tam listesi sadece hükümete verilmişti. Ama bu
baskın sırasında görüldü ki, gemiye inen İsrail askerlerinin elinde de birebir
aynı liste var. Ve bu listeye dayanarak, İsraillilerin infazlar yapmış olma
ihtimali var.”
- Böyle bir saçmalık olabilir mi? Sorunun cevabı aslında
bugün paralel polislere karşı başlatılan casusluk davasında gizli. Bu kişilerin
pasaportların kopyaları, Antalya’da gemiye binerken sahil gümrüğündeki pasaport
polisinin elinde vardı. Bu bilgileri İsrail’e sızdıranlar, o polisler ya da
onların bağlı olduğu derin merkezler olması gerekmez mi? Ben paralel yapıyı
suçluyorum, onlar hem hükümeti Mavi Marmara ile kendi vatandaşlarını maceraya
sürüklemekle suçluyorlar, hem de onların kimliklerini İsrail’e sızdırmakla. Bu
bilgileri İsrail’e sızdırmaları muhtemel olan tek potansiyel suç grubu vardır,
o da paralel polisler.. Hatırlarsanız, İsrail’in buradaki müttefikleri, daha
önce de Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü’yü bir şekilde İsrail ile
ilişkilendirmeye çalışmışlardı..”
YENİAKİT / Abdurrahman Dilipak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder