Anadolumuzun güzelim insanları,
milletimiz, 150 yıldır çok horlanmış, aşağılanmış ve hakaret görmüştür. İddia
edilen ‘Ergenekon Terör Örgütü’ zihniyeti döneminde insanlarımıza çok büyük
eziyetler, zulümler, işkenceler yaşatılmışıtır. Binlerce insanımız
ezilmiş, saldırılara maruz kalmış ve hatta evlerinden, barklarından,
yurtlarından sürülmeye zorlanmıştır.
SADECE KÜRTLERE DEĞİL TÜM MİLLETE
ZULMEDİLDİ
Kürtleri çok ezdiler. Kürdü yok saydılar,
dindarı aşağıladılar, hor gördüler.
Dindarları çok ezdiler. Fişlediler,
tutukladılar, sürgün hayatı yaşattılar, inançlarını dile getirmelerini
engellediler. İşlerinden, okullarından, haklarından mahrum bıraktılar. Her
türlü hukuksuzluğu yaşattılar.
Alevileri çok ezdiler. Alevileri görmezden
geldiler, ibadetlerini engellediler. Çok çekti Aleviler, çok eziyetler
gördüler.
Milliyetçi gençleri, solcu gençleri ya illegal
işlerde kullandılar ya da gördükleri yerde ezdiler. Kardeşi kardeşe
kırdırttılar.
Yabancıyı düşman, Anadolu insanını iç
düşman olarak saydılar, fişlediler, engellediler, baskıladılar. Bir kin, terör,
çatışma ve düşmanlık ortamı oluşturdular.
Gayrimüslimi toplumdan adeta sildiler.
Sindirdiler, korkuttular, dehşet saçtılar.
Hıristiyanları çok korkuttular, tehdit ettiler,
kin ve öfke dolu söylemlere maruz bıraktılar. Adeta felç edildi Hıristiyanlar,
mahvoldular. Birçoğu yurt dışına kaçtı. Sadece 6-7 Eylül olayları değil,
ayrımcılık görmekten çekinip adlarını değiştirenler, okul çağlarında dinini,
inancını gizleyenler…
Muazzam bir Ermeni, Rum, Musevi nefreti
oluşturdular. Dehşete düşürdüler azınlıkları.
Havraları, sinagogları, kiliseleri,
cemevlerini, Kuran kurslarını, cemaat yurtlarını, cemaat evlerini hedef alan saldırılar
düzenlediler.
Son on yılda onlarca kiliseye, rahiplere
saldırılar düzenlediler. Korku saldılar, tehdit ettiler.
Bir düşünsenize; bir ülkede, bir tek
camiye saldırı yapılsa yaşayacağımız sıkıntı, acı, ızdırap, tedirginlik,
rahatsızlık ve kabusu.. Oysa, ülkemizde zenginliğimiz olan farklı kültür ve
inançlara yapılan saldırıları güya normal, makul, sıradan gösterttiler.
Ermeniler isimlerini, dinlerini, soylarını,
soplarını gizler hale getirildiler. “Millet-i Sadıka” ünvanını
hak etmiş pek muhterem Ermeni kardeşlerimiz adeta bir ‘iç düşman’, ‘vatan
haini’ ilan edildi.
Süryanileri dışladılar, göç etmeye zorladılar.
Uyguladıkları psikolojik harp
yöntemleriyle, Hıristiyan olmanın, Kürt, dindar, Ermeni, Süryani veya Rum
olmanın “vatan hainliği” ile eş tutulmasına sebebiyet verdiler.
Sonuçta, hepsi birer birer, kafileler
halinde ülkemizden ayrıldılar gittiler. Bu zulüm ortamından, nefret ortamından,
düşmanca tavırlardan, hukuksuzluktan kaçtılar. Kalanlar gizlendiler. Artık
dayanamayanlar ise kaçtılar.
Arabı, Romanı, Bulgarı, Sırpı sevgisiz
bir dünyaya hapsettiler. Hakaret ettiler, aşağıladılar, hayatı dar ettiler.
Müslüman gayrimüslim, Sünni Alevi, Türk
Kürt, dindar materyalist, sofu ateist, sağcı solcu çatışması çıkarmaya,
birbirlerine saldırtmaya yönelik kalleş planlar yaptılar, tuzaklar kurdular,
provokasyonlar yaptılar, katliamlara imza attılar.
Bunları yaptılar, çünkü milletten nefret
ediyorlardı. Dindarlardan nefret ediyorlardı, kendilerinden olmayan herkesten
nefret ediyorlardı. Bu kin ve nefretle milleti kitle halinde yok etmenin
planlarını yapar hale gelmişlerdi. Muazzam bir düşman, faşist bir kafadaydılar.