8.03.2016

VALLAHİ EĞİLMEYECEĞİZ! BİLLAHİ EĞİLMEYECEĞİZ! Amerika’da da terör saldırısı oldu. İngiltere’de de… Fransa’da da… Almanya’da da… Yani terör travmasını Amerikalılar da, İngilizler de, Fransızlar da, Almanlar da yaşadı. O ülkelerde de muhalefet partileri, “muhalif aydınlar”, “emekli siyasetçiler”, akademisyenler vardı. Şimdi soruyorum! Hangisi terörle mücadele eden devletini dünyaya şikâyet etti?


Amerika’da da terör saldırısı oldu.

Hangisi terörle mücadele eden devletine “katil” dedi?

Hangisi terörle mücadele yöntemlerini sert buldu?

Hangisi devletini eleştirdi?

Hangisi “terör saldırılarını” fırsat bilip cumhurbaşkanına saldırdı?

Hangisi “terör örgütü değildir” diyerek terör örgütlerine destek çıktı?

Hangisi terör örgütlerini değil de, “hükümeti” suçladı?

Hangisi “vura, vura” iktidarın tepesine çullandı?

Hangisi istifa çağrısı yaptı?

Hangisi “terör saldırılarını” iktidara muhalefet malzemesi olarak kullandı?

Hangisi “terör saldırılarını” kuyruk acısının “rövanş” fırsatı olarak kullandı?

Yahu kimden yanasınız siz?

PKK-PYD bir yandan…

FETÖ diğer yandan…

Rusya, Esed, İran…

CIA, MOSSAD, KGB, BND, MI5…

Yedi düvelin saldırısı altındayken…

“Bildirici” aydınlar terörün sırtını sıvazlarken…

Kalkıp iktidara muhalefet ettiniz!

E düne kadar içimizdeydiniz!

O kadar olay oldu, hanginiz istifa ettiniz?

Bunca akbaba memleketin tepesine üşüşmüşken yani bir siz eksiktiniz!

Bir sen eksiktin Dengir Fırat…

Bir sen eksiktin Akıllı Bıdık Bülent Arınç!

Hadi fırsat bu fırsat, elinizden geleni ardınıza koymayın!

Vurmak için doğru zamanı…

Böyle hassas zamanları kollayın...

Daha olayın şoku atlatılmadan…

Saldırının enkazı kaldırılmadan…

Şehitler defnedilmeden…

Acımıza alışmadan…

Eteğinizdeki taşları, kurtlarınızı dökün!

Kiminiz içeriden, kiminiz dışarıdan…

Elinizden geleni ardınıza koymayın!

Şairin dediği gibi…

“Vurun ulan, vurun! Ben kolay ölmem… Ocakta küllenmiş közüm, karnımda sözüm var…”

TERÖR “ULUSUN” DURSUN…

Bizi öldüre öldüre bitirmeye güç yetiremezsiniz!

Biz bir ölür, bin diriliriz!

Bizi ölüm korkusuyla asla sindiremezsiniz!

Çünkü iman etmiş kimseleriz…

Hem bizi öldüremezsiniz, ancak şehit edersiniz!

Zira bizim dirimiz yiğit, ölümüz şehit...

Sizin diriniz kalleş, ölünüz leş…

Yani…

Biz ebedileşirken, siz Fuat Avni şeytanının sirayet ettiği o kokuşmuş leşlerinizle tâ cehennemin dibine gidersiniz.

Bu yüzden…

İçeriden dışarıdan, sağdan soldan, yukarıdan aşağıdan…

Alayınız gelseniz, iman edenlere asla boyun eğdiremezsiniz!

Kefeni giyen biziz, kurşunu yiyen biz…

PKK-FETÖ-PYD-DHKP-C vs. alayınız kol kola girseniz…

Bizi devletimize düşman edemezsiniz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da, Başbakan Davutoğlu’na da, Efkan Ala’ya da, Hakan Fidan’a da güvenimiz sonsuz!

Çatlasanız da, patlasanız da, hoplasanız da, zıplasanız da ölümüne destek vereceğiz!

Ama sabrımızın da sınırı var bilesiniz!

Eğer FETÖ’nün içindeki şeytan “Fuat Avni”nin sesi gibi Başbakanımız Davutoğlu’na, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a, MİT Müsteşarımız Hakan Fidan’a dil uzatmaya kalkarsanız bilin ki…

Allah’ın izniyle, o dilleri kestirmeden susturmayı çok iyi biliriz!

Ölürüz de hiçbirini yedirtmeyiz!

YENİ AKİT / Mehtap Yılmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder