Cumhurbaşkanı
Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Ankara'da
yaptırılan 155 eğitim tesisinin açılış törenine katıldı. Daha önce birçok kez
yaptığı gibi burada da Erdoğan öğrencilere "Özgüvenli olacaksınız. Büyük
bir milletin evlatları olduğunuzu idrak edeceksiniz" diyerek
"özgüven" meselesine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı döneminde de konuşmalarında sık sık "Özgüven" kavramını vurguluyordu.
Erdoğan'ı "Cumhurbaşkanı Erdoğan" diye yazarken bile koskoca bir tarih geçiyor gözümün önünden. Aslında bu tarih sadece Erdoğan'ın değil aynı zamanda milletin de tarihi.
***
Yıllarca "Gerici", "örümcek kafalı", "bidon kafalı", "öcü", "kan emici yarasa", "Vampir", "Göbeğini kaşıyan adam", "mangalcı" diye aşağılayarak bu ülkenin ana damarını oluşturan bir sosyolojiye sürekli küfrettiler, aşağıladılar.
Onlardaki "Ülkenin asıl sahibi biziz" özgüveni, millete karşı hiçbir zaman geri adım atmamalarını, Cumhuriyet mitingleri yaparak millete parmak sallamalarını sağlıyordu.
AK Parti'nin 12 yıldır her seçimden zaferle çıkması dahi, kendini milletin üstünde görenlerde özgüven kaybına neden olmadı.
Mesela Gezi sürecinde süreci yöneten gazetecilerin, sanatçıların, iş adamlarının tepeden bakan kibirli tavrı, bir günün, bir yılın, 10 yılın değil uzun yılların getirdiği "Devlet benim, ben devletim" güveniydi aslında.
***
Fakat özgüvenlerini kırdıkları insanların, 90 yıllık bir ezikliği-ezilmişliği reddederek, içlerinden birini belediye başkanlığından Başbakanlığa oradan da Cumhurbaşkanlığı makamına taşıması şoke etti. Rasyonaliteden kopuk, akıl dışı tepkilerle sağa sola saldırmaları, bu sürekli ama sürekli yenilmenin getirdiği bir çaresizlik.
***
Neler
yapmadılar ki bu milletin özgüvenini kırmak için
28 Şubat'la milletin seçtiğini devirdiler, partilerini kapattılar.
Başörtülü kızları okullara almayıp evlerine mahkûm, hicrete mecbur ettiler.
Başörtülüleri yerlerde sürüklediler.
Milletin İHL'li ve Meslek Liseli evlatlarına üniversiteyi kapattılar.
İmam Hatip Mezunu biri devletin kapısından bile içeri sokmadılar.
Kürtçe konuşmayı bile yasakladılar. Köylerini yaktılar, faili meçhullerle yok ettiler.
Gayrimüslim vatandaşların mallarını gasp ettiler.
Alevi vatandaşlarımızın haklarına, inançlarına saygı duymadılar. Cem evi açılmasını bile engellediler. (Ak Parti'nin iktidara geldiği 2002'de 106 olan cem evi sayısı 11 yılda yüzde 900 artış göstererek 937'ye ulaştı.)
28 Şubat'la milletin seçtiğini devirdiler, partilerini kapattılar.
Başörtülü kızları okullara almayıp evlerine mahkûm, hicrete mecbur ettiler.
Başörtülüleri yerlerde sürüklediler.
Milletin İHL'li ve Meslek Liseli evlatlarına üniversiteyi kapattılar.
İmam Hatip Mezunu biri devletin kapısından bile içeri sokmadılar.
Kürtçe konuşmayı bile yasakladılar. Köylerini yaktılar, faili meçhullerle yok ettiler.
Gayrimüslim vatandaşların mallarını gasp ettiler.
Alevi vatandaşlarımızın haklarına, inançlarına saygı duymadılar. Cem evi açılmasını bile engellediler. (Ak Parti'nin iktidara geldiği 2002'de 106 olan cem evi sayısı 11 yılda yüzde 900 artış göstererek 937'ye ulaştı.)
***
Ancak
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyaset yapma tarzı ile senelerce ötekileştirilmiş
yığınlar da özgüven kazandı.
Yıllardır ağır baskılar ve hakaretler altında kalan insanlar, yaşadıkları özgüven kaybını, Erdoğan'ın büyük mücadelelerde gösterdiği dik ve özgüvenli duruşla aşmayı öğrendi.
Özgüvenli bir Türkiye, kendi iç sorunlarıyla ve tarihiyle yüzleşerek 2023'e yürüyebilir. Özgüvenli insanlar, bundan sonra kimsenin kendilerine "ikinci sınıf" vatandaş muamelesi yapmasına asla izin vermeyecektir.
Asla…
Yıllardır ağır baskılar ve hakaretler altında kalan insanlar, yaşadıkları özgüven kaybını, Erdoğan'ın büyük mücadelelerde gösterdiği dik ve özgüvenli duruşla aşmayı öğrendi.
Özgüvenli bir Türkiye, kendi iç sorunlarıyla ve tarihiyle yüzleşerek 2023'e yürüyebilir. Özgüvenli insanlar, bundan sonra kimsenin kendilerine "ikinci sınıf" vatandaş muamelesi yapmasına asla izin vermeyecektir.
Asla…
SABAH / Meryem Gayberi
**************
**************
Tarihte büyük düşünmeyenleri, ülkesini, milletini korkulara
sürükleyenleri küçük hedeflerle oyalayanları bugün kimse hatırlamıyor.
Bizler
bu büyük tarihin ve ecdadın mirasçıları olarak büyük düşünmek, büyük hedefler
belirlemek ve bunun yanında büyük adımlar atmak zorundayız.
İşte 11 yıldır
yeniden büyük Türkiye'yi, yeni Türkiye'yi inşa etmek, bu büyük rüyayı
gerçekleştirmek için her alanda dev adımlar atıyoruz. Bugün artık ülkemizin
herkesiminde, milletimizin tümünde gencinde, yaşlısında büyük bir özgüven var.
Gençlerimize ben en iyisi yapabilirim, yaparım' idrakının yerleşmiş olması bu
heyecanın onlarda oluşmuş olması bir dönüşümün ifadesidir. R.TAYİP ERDOĞAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder