Neden 2023 diye propoganda yapmışlardı? Vaatler, projeler.. Seçim yatırımı yada parti imajı gibi algılanmasın bu tarih gerçek.
Erdoğan neden 2023 yılını hedef alıyor? Bu hedef, yalnızca Cumhuriyetin kuruluşunun yüzüncü yılı simgesiyle mi açıklanmalı?
Tayyip Erdoğan AKP’nin iktidar vizyonunu birkaç yıl önce 2023 yılı olarak belirlediğinde hemen herkes Erdoğan’ın her zamanki gibi “yüksekten uçtuğunu” düşünmüştü. Olağanüstü bir gelişme olmazsa (ki burası Türkiye, her an her şey olabilir), AKP’nin önümüzdeki genel seçimlerde 2019’a kadar iktidar vizesi alacağı göz önünde bulundurulduğunda, Erdoğan’ın o kadar da “uçmadığı” anlaşılıyor.
Erdoğan’ın, şehitleştirilmiş imgesiyle başımızda kalması da mümkündür.
Erdoğan’ın
2023 hedefinin retorikten ibaret değil.2023 tarihi, AKP’nin
iktidar misyonunun tarihsel-toplumsal “sınır taşını” belirliyor.
Erdoğan’ın Amerika’yı müslümanlara keşfettiren, Colomb öncesi
Küba’da dağın tepesine cami kurduran çiğ (ve palavracı) gerici söyleme
tutkunluğu düşünüldüğünde, 2023 hedefinin bu söylemle bağı olduğu tartışılmaz.
1923’de kurulan “Allahsız Devlet”in defterini yüzüncü yıl dönümünde “dürme”
hedefi, AKP’nin siyasi kadrosuna verilecek anlamlı bir hedeftir elbette.
Ama Erdoğan’ın 2023 hedefinin retorikten ibaret değildir.
2023 tarihi, AKP’nin iktidar misyonunun dünyanın tarihsel-toplumsal
“sınır taşını” belirleyecek.
Hakkını teslim etmek gerek;
AKP, neoliberal yeni sömürgecilik programının siyasi
krizinden doğdu ve bu krizi çözdü. AKP, kendisinden
önceki iktidarların da talip olduğu görev (“Türkiye’deki yeni sömürgecilik
ilişkilerinin neoliberal yeniden yapılandırılmasının istikrarlı ve kararlı
siyasal-toplumsal yönetimi” görevi) için en uygun siyasi alternatif olduğunu
pratiğiyle kanıtladı.
Bilindiği gibi neoliberal programın özü, varolan her şeyi sermayeye dayalı üretimin konusu haline getirmek; Marks’ın “meta fetişizmi” olarak tanımladığı durumu insani varoluşun bütününe yaymak.
İşte 2023 hedefi, (bugünkü alternatifler içerisinde)
AKP’den başka hiçbir iktidarın tamamına erdiremeyeceği bu misyonun sonunu
tarihliyor.
Küresel ölçekte örgütlenen kapitalist üretim ilişkilerinin
geneli açısından bu sınıra henüz ulaşılmadı.
Küresel kapitalizmin bu temel ihtiyacı, neoliberal yeni
sömürgecilik programları ile karşılanıyor. Neoliberal yeni sömürgecilik
programlarının uygulamaya sokulduğu tüm ülkelerde hızlı bir demografik dönüşüm
yaşanıyor.
Türkiye, emperyalizmin dikte ettiği neoliberal
kapitalizm modeline mahkumdur. Neoliberal sömürge kapitalizminin toplumsal
sınırlarına ulaşılmasından sonra, bu süreçte proleterleşme düzeyi ile uyumlu
olmayan son derece cılız bir “yerel sermaye birikimi” üretmiş olan Türkiye
kapitalizminin “lig atlaması” mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye
kapitalizminin “barbarlık içinde çöküş” dışında bir “neoliberalizm sonrası”
bulunmuyor.
İkincisi; proleterleşme süreci segmentsel gelişme gösteren
bir süreçtir. Proleterleştirilebilir nüfus grupları, “orta köylülük”,
“Kürtler”, “kadınlar”, özel kümeler halinde hedef alınır ve
proleterleştirilirler. Proleterleştirilebilir nüfusun diferansiyel kitlesi azaldıkça
mevcut proleter kitlesini denetim altında tutmak için de yeni kümeleri
proleterleştirmek için daha çok dışlamaya, daha çok güvencesizliğe, daha çok
şiddete ve daha güçlü bir siyasi otoriteye ihtiyaç duyulur. Dolayısıyla, AKP
iktidarının “normalleştirilmesi” de mümkün değildir.
Kısacası Erdoğan ve AKP iktidarı Türkiye’yi bölgesel islam neoliberal
kapitalizmini tarihsel sonuna doğru götürüyorlar ve kaçınılmaz bir biçimde
onunla birlikte tarihe gömülecekler.
Bizim kuşak Süleyman’ın “hep Başbakan” olmasına engel olamadı
ama 2013 kuşağı Erdoğan’ın Reisliğinin sonunu hem görecek hem getirecek kuşak
olacak.
2023 Türkiye hedefleriİstanbul 2023 - Geleceğe hoş geldiniz!
2023 yılında Türkiye uzaya gidecek !
2023 te Uzaydayız
Ak parti Hükümeti Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.
Yılında Dünyanın en büyük 10. Ekonomisi olacağımızı hedefliyor.
Bunun yanında
İhracatımızın 500 milyar dolar, kişi başına ortalama gelirin 25.000 usdl
olacağını planlıyor. 2023’ e daha 10 sene var.
Geçtiğimiz yıllarda
Küresel çapta yaşanan Ekonomik krizlerle büyüme hızları düşmüş zengin ülkelerin
durumuna bakarak belki Türkiye’ nin bu hedeflerinin şu an içi rüya olduğunu
düşünülse de bu civarda rakamlara ulaşabileceğinin bazı şartlara bağlı olduğunu
görülüyor.
Ülkemizde 10 seneyi aşkın siyasette yaşanan istikrarla birkaç
seçim geçirmesine rağmen Ak parti hükümeti ; başta Ekonomi ve Maliye alanında
olmak üzere bir çok önemli Reformlara imza attı. Yapısal düzenlemeler yaptı.
Uzun vadeli büyümenin istikrarı için bir temel oluşturdu. Bedelini döviz
ödeyerek aldığımız petrol fiyatlarının çok çıkmasına rağmen Enflasyonu
dizginledi, Faizleri düşürerek daha uzun vadeye yaydı.
Özelleştirmeleri
başarılı şekilde gerçekleştirdi. 2023 hedeflerine nasıl ulaşabilecek diye
baktığımızda Hükümetin bu hedefi ancak Üretim ve ihracatı geliştirmekle
yakalayabileceğini anlıyoruz. Hükümetin son yapılan düzenlemelerle
Türkiye’ nin çeşitli bölgelerine verdiği kademeli teşviklerin faydasını 2014
den itibaren görmeye başlayacağız.
Başlanan Barış sürecinin psikolojik olumlu etkisinin
yatırımcıları harekete geçirdiğini gözlemlemekteyiz.Türkiye’nin çok önemli bir
sorunu Demokratikleşme, insan hakları ve yargısal düzenlemeleri konusunda
önemli adımlar atıldı. Toplumun farklı kesimleriyle kucaklaşmaya başlayan
Devlet yönetimi görüyoruz. Barış havası zaman zaman bazı girişimlerle (Gezi
olayları, bir kısım diğer marjinal gruplar,) engellenmeye kalkışılsa da
şiddetli bir barış ortamı talebi var.
Türkiye’nin geçmişte yapılan, yapılmak istenen çeşitli Darbe
girişimlerinin artık sorgulanması, yargıya taşınması atılan Demokratikleşme
adımları ile artık ülkemizde darbe dönemlerinin geride kaldığını
görüyoruz. Siyasette istikrarla iyi bir yönetimle Ekonomi’de sıçrama
yapabilme altyapısının çok önemli şartları yerine gelmiş görünmektedir.
Değerli Türk Lirasının son zamanlarda dalgalanmasıyla 2 lira
civarındaki TL nin ihracata olumlu bir katkısı olacağı şüphesizdir.
Müteahhitlik sektörü, Otomotiv, Tekstil, Petrokimya, Demir
çelik sektörünün önümüzdeki yıllarda lokomotif olarak Dış Ticaret gelirlerini
artıracağı görülmektedir. Hizmet sektörü şu an fark edilmese de, Turizm
sektörü ile beraber önemli döviz getiri kalemler olacaktır. Türkiye’nin 2023
hedeflerine ulaşmada Enerji üretiminin artması ve ucuzlaması çok çok önem
taşıyor.
Enerji de 10 yılda 2 katına yakın büyüme olmasına rağmen
halen yeterli olmadığı fakat yeni yatırımların devreye girmesiyle (Nükleer
Santral dahil) esas itici bir hale gelmesini hep beraber göreceğiz. Enerjide
yerli kaynakların (Rüzgar, Güneş, Hidro elektrik santralleri) devreye
girmesiyle de Cari açığımızı düşürücü etkilerini yaşayacağız.
Savunma Sanayinde yerli üretime ağırlık verildi . Ar-Ge
nin önemini yeterince anlaşılıp harekete geçildi ileride önemli bir ihracat
kalemimiz olacağına inanıyoruz.
Kent ve toplu Konut projeleri, Kanal İstanbul, 3.
Köprü, 3.hava limanı, İzmir-İstanbul oto yolu, Liman projeleri,
Marmaray, 2.tüp geçiş ve benzeri daha bir çok önemli projelerin
lokomotifliğinde Türkiye önümüzdeki yıllarda hatırı sayılı büyüme içinde
olacaktır. İlaveten Özel sektör yatırımları, doğrudan Yabancı
yatırımları artarak devam edecektir.
Cari açık bir müddet daha yüksek gitse de finansmanında
önemli sorunlar yaşanması beklenmemektedir..
Dünyanın krizle boğuştuğu, Zengin ülkelerin sıkıntılı ve
büyümediği bu dönemlerde Türkiye’nin hedefleri ulaşılabilir
görünmektedir.
Bu hedefe ulaşmak için ihtiyacımız olan en önemli şey
Siyasette istikrar, Barış ve Huzur ortamıdır.
Bunun sağlamak ise Halkımızın Demokrasiye inancıyla
olacaktır. Siyasi partiler Ülkemiz ve Halkımızla ilgili projelerini
hazırlayıp halka sunacaklardır. Halk da sandıkta gerekli yetkiyi
vererek Yöneticilerini seçecektir.
Burada Asıl olan Halka hizmet olacaktır
Bu cahillikle İnternet falan kullanabiliyor olman şaşırtıcı doğrusu.
YanıtlaSil