Başına Nemrutla mücadeleye girip
putları kıran İbrahim olacağız.
Büyü ve şeytanlara tabi olanlara karşı
mücadelen eden;Sultan Süleyman olacağız.
İnançsız Yahudilerin türlü türlü
işkenceler ettiği İsanın Allaha karşı olan tefekkürünü itaatını örnek alacağız.
Bir karanlık devrin cahiliye devrini
kapatıp,İnsanlık için aydınlık devrini
Allahın emirleri ile Kuranı bize sunan ;
Yüce Allahın ;Sen olmazsa idin kayinatı
yaratmazdım dediği Hz Muhammed sav Peygamberimizin,.Nebiler nebisi ümetine layık
olamanın gereklerini yapacağız.
Atalarımıza yakışır bir millet olacağız.
**Haçlı seferlerine karşı duran İslam
kahramanı Kudüsü kurtaran Müslüman
Kürt Kumandan Selhattin Eyübi ne Atalarımıza yakışır bir millet
olacağız.
Hadisii şerifi ile Peygamberimizin övgüsüne hitap olan Büyük Türk Kumandan Fatih Sultan Mehmet Han a ;Atalarımıza yakışır bir millet olacağız.
Kostantiniye,
bir gün fetholunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden
komutan ne güzel komutandır
Ekonomik seviye hatırına, makam, rütbe ve
unvan hesabına adaletten, hak’tan ve hukuk’tan feragat edip ayrılmak, Firavunluktan
yana olmaktır.
Her devrirde olan ve olacak Nemrutların Firavunların ve Ebu Zır Cahillere karşı hepimiz bir olacağız.
İbrahim
gibi olacağız.
Musa
ve Harun olacağız.
Sultan
Süleyman gibi olacağız.
İsa
gibi olacağız
Sultan
Selhattin Eyübi gibi olacağız.
Muhammed
sav gibi olacağız.
Fatih
Sultan Mehmet Han gibi olacağız.
Kur’ân’la hükmeden bir
Cumhurbaşkanı DEDİĞİN
bu komutanında yemininden asla dönmemesi
gereken birisi
olmAsı gerekir.
Kurandaki
ayetlere ve peygamberimizin hadislerine baktığımızda, İman ettiğimiz Kur’ân
öğretisi bunu yasaklıyor.
Kur’ân’ın yasakladığı şey, Firavunlar
karşısında tarafsızlıktır.
Bu Firavunların katliamlarına,
idamlarına, mazlumları ve mahrumları toplu halde imha fermanlarına karşı
sessiz, tepkisiz, tarafsız kalma halidir.
Kur’ân böyle bir şeyi kabul etmiyor,
aksine Kur’ân “Adaleti
ayakta tutun” diyor.
Kur’ân’ın bu emrine rağmen ülkemizde yani Türkiye’de
bu asırda bu zaman diliminde politik arenada ;
Muhalefet
şeytan Amerika’nın ve katil İsrail’in menfaatlerini koruyan ve kollayan Mason
bir Cumhurbaşkanı bulup
Kur’ân’la hükmeden bir Cumhurbaşkanı
arayışını erteleyen ve öteleyen Türkiyeli Müslümanlar, Firavunluk sevdasına
katkıda bulunmaktan öteye geçemezler.
Bu
durum, Firavunluğun sevdaya dönüştüğü bir memleketin sakinleri olduğumuzu bize
hatırlatıyor.
Mucadelesini verip hukuk zemininde zafere
ulaştırmadıkça çağdaş firavunların kahrını çekmeye devam edeceğiz.
Firavunlarla mücadele etmek, ehl-i iman
için namustur. Firavunlar karşısında terk-i mücadele eyleyenlerin namusu
olmaz.Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik karşısında sessiz kalıyorsanız,
zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.
Her devrin Firavunlarına karşı hepimiz
Musa -Harun ; Selehattin-Fatih Mehmetleri olacağız.
Yaşadıkları devrin Firavunlarına karşı sessiz,
tepkisiz kalarak Musa, Harun olmayanlar,Hertürlü gücünü buna karşı
kullanmayanlar , kendi çağlarının Karun’u olanlardır.
Şunu
bilelim ki;vefa giderse cefa gelir, iyilik sönerse kötülük sökün eder. Helal biterse
haram bilenir; merhamet azalırsa zorbalık azar.Pasif iyilerin karşısına daima
Aktif kötüler olur.
Sonuç
olarak; Zalimin zulmünü bildiği halde zalimden
ayrılmayıp kendisiyle beraber yol yürüyenler, kendisiyle beraber iş görenler, Firavunlar karşısında mücadeleden
kaçınanlar tarafsız duranlar namussuzdur.
Salahaddin’in bayrağını Diyarbekir’den indirmek!
Şüphe yok ki, bu bayrak Salahaddin’in.
Mehmed Âkif’in “şarkın en sevgili sultanı” diye yücelttiği Salahaddin
Eyübî’nin... Çanakkale Şehitlerine şiiri var ya hani, Âsım’ın
“Vurulup
tertemiz alnından uzanmış yatıyor
Bir
hilâl uğruna yarab ne güneşler batıyor”
diye başlayan bölümü...
Modern dönemde Kürtler ırk gayreti ile
Salahadddin’in Kürt olduğunda ısrar ederler. Bir müslüman buna itiraz etmez.
Çünkü Salahaddin İslâm’ın kahramanıdır, Haçlı saldırılarını bertaraf eden,
Kudüs’ü kurtaran kumandandır, Hilâl’in kahramanıdır, onun etnik kökeni bu
vasfına asla halel getirmez.
Müslümanlar bayraklarına “Allah” yazmak
yerine, hilâl işaretini koydular... Sembollerle konuşulan bir devirde, ebced
hesabında aynı değerde olan bir kelimenin resmini..
Bu bayrağın Salahaddin’in bayrağı
olduğunu bilmeyen varsa, cehl-i mürekkeptir, gafletin lağım çukuruna düşmüştür.
Kim bildiği halde bu bayrağa “düşman bayrağı” muamelesi yapıyorsa, o Kürt filan
değildir. Ne mal olduklarını en iyi kendileri bilirler.
Kürtçe sözlükte (Zana Farqinî) “bayrak”
karşılığı olarak “al” veya “ala” yazılı... Bu tesadüf olabilir mi? Bayrağın
rengine atıf veya al bayrağın kısa söylenmesi olmasın? Ya sancak? O da aynı:
Sencek! Demek ki, “Kürt dili”nde başka bir bayrak kavramı yok!
Tesadüf olmayan şeylerden bahsedelim: Bayrak türkçe bir kelime. Batır-mak mastarından batır-ak!
Şu sıralar Birleşmiş Milletler’de kayıtlı
193 devlet varmış... Köklü devletlerin bayrakları tarihten geliyor. Onları
görünce, neye işaret ettiklerini kolaylıkla anlıyorsunuz. Bunların dışında irili
ufaklı, gerçekten olan veya icad edilen devletler, devletçikler var. (Birçok
küçük devlet olsun ki, birkaç sömürgeci devlet dünyaya hükmetsin!) Bunların da
bayrakları var elbette. Masa başında, desinatörlerin çizdiği bayraklar, biz
yaptık oldu cinsinden!
Birçoğunu yabancı desinatörlerin çizdiği
âşikâr! Renklerin şöyle veya böyle düzenlenmesinden ibaret. Devletlere bayrak
çizmekte İngilizler ve Fransızlar mahirdir.
Hain Hüseyin’in bayrağı için sözü David
Fromkin’e bırakalım: Hüseyin’in
Arap krallığı bayrağını bile İngilizler hazırlamıştı. Hüseyin’in siyah, yeşil,
kırmızı ve beyaz renkli bayrakta yaptığı tek değişiklik kırmızının
tonundadır...
Bu Arap bayrağı ise, Irak’ın, Mısır’ın,
Libya’nın vs. bayrakları neyin bayrağı? Irak bayrağı kırmızı, beyaz, siyah...
Saddam İran savaşında “Allahu ekber”i ilave etti. Suriye bayrağı kırmızı beyaz
siyah, ortasında iki yıldız...
Ürdün bayrağı: Siyah beyaz, yeşil.
Kırmızı bir üçgen içinde yedi köşeli yıldız. Filistin bayrağı aynısı, üçgenin
içinde yıldız yok.
Güya, “Osmanlıya karşı isyan”ın bayrağı imiş! Yukarıda
Fromkin’in sözünü ettiği bayrak bu. Filistinliler Osmanlıya isyanla kimliklerini
ifade edebilirler mi? Filistinliler bunu biliyorsa, her halde bu bayrağın
üzerine bir çarpı işareti koymalılar!
Mısır bayrağı kırmızı, beyaz, siyah.
Beyaz şeridin ortasına Mısır arması diye bir kartal figürü konulmuş... Nâsır
darbesine kadar Mısır bayrağı hilâlin içinde üç yıldızlı yeşil bayrak.
Libya bayrağı kırmızı, beyaz, siyah
şeritlerden ibaretti. Önceleri bu bayrağı ihdas eden Kaddafi daha sonra yeşil
bayrak icat etmişti. Libya devriminden sonra eski Libya bayrağına dönüldü. Yani
İtalyanlara karşı istiklâl mücadelesi veren Libyalıların bayrağı. O da kırmızı,
siyah ve yeşil şeritli, ortasında hilâl ve yıldız var.
Ne tesadüf, Tunus bayrağı bayrağımıza çok
benziyor! Cezayir’in bayrağı da öyle... Yeşil beyaz ve kırmızı ayyıldız...
Bunlar Osmanlı bâkıyesi devletler. Her iki devlet de Fransızlara karşı
bağımsızlık mücadelesi vardiler. Modern dönemde kurulan Pakistan devletinin
bayrağı da beyaz yeşil ayyıldız...
Azerbaycan bayrağında, Türkmenistan
bayrağında, Özbekistan bayrağında ay yıldız/lar var. Bazı başka İslâm
ülkelerinin bayraklarında da hilâl ve yıldız var...
İran, devrimden sonra, Şahın aslanlı
güneşli bayrağını bıraktı, Türkiye’ye benzer bir bayrak yaptı: Bayrağına
hilâllerden Allah yazdı. Lâmın şeddesi de yıldız addedilebilir...
Diyarbekir’deki bayrak, Salahaddin’in
bayrağı, Osmanlının bayrağı,
Türk’ün-Kürd’ün kaffe müslümanların
bayrağı; başımızın tacı.
O bu toprakların bin yıllık sembolü.
Dışarıdan gelmedi, Bizans bayrağını sildi, dayatmayla çizilmedi, yüzde yüz bu
halkın bayrağı...
Bu bayrağa saygısızlık edenleri en önce
Diyarbekirliler aralarında barındırmamalı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder