Antisemitizm’in anayurdu batıdır(1)
YENİ AKİT - Mustafa Çelik
Rabbimiz buyuruyor:
“Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla
senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen
ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan
sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.” (Bakara Sûresi/ 120)
Müslümanları dinlerinden, imanlarından döndürüp kendileri gibi
yapmak için işkence, baskı, talan, asimilasyon konusunda Yahudi ve
Hıristiyanlar müşterek hareket ederler. Onların müştereki aslileri,
Antisemitist olmalarıdır. Yahudi Terör Üssü İsrail, Filistinlileri soykırımdan
geçirirken Hıristiyan küresel katil Amerika silah ve mühimmat yardımında bulunuyor. Batı’da bu olayı seyrediyor, onaylıyor.
Batı, bir vahşetler yumağıdır. Batı, farklı dinleri, dilleri ve
renkleri kabul etmeyen bir Firavun’dur. Kendisiyle ters düşen tüm unsurları
ezen, sömüren, talan eden, katleden, olmadı bünyesinde eriten bir medeniyet
anlayışına sahiptir. Bu medeniyete “Çağdaş Küresel İngiliz-Yahudi Medeniyeti” demek mümkündür. (Çağdaş Küresel Medeniyet/ Dr. Teoman Duralı) Sh:
13-25, İst/ 2013) Amerika, İngiltere, Fransa, İsrail hegemonsa sonlandırılmadan,
“Avrupa Birliği”, “Birleşmiş Milletler Teşkilatı”, “Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi” ve benzeri Batı değerlerine bağlı kurum ve kuruluşlar dağıtılmadan,
lağvedilmeden dünyada insanlığa karşı gerçekleştirilen katliamlar, soykırımlar,
talanlar, dayatmalar son bulmaz. Rusya ve Çin’in eliyle gerçekleştirilen
katliamların, soykırımların son bulması da bunların dağıştılmalarına bağlıdır.
Çünkü kâfirler tek millettir.
Yahudileri yok etmeye çalışan Antisemitist Batının elinden
Yahudilerin kurtarıcısı Osmanlı devleti olmuştur.
Örneğin, 1683’deki İkinci
Viyana gerilemesinden sonra Habsburglar’ın Sırbistan ve çevresini işgâlleriyle
canlarını kurtarmak isteyen Yahudiler hemen güneye ve güvenli Osmanlı
topraklarına bir daha çekildiler. Ukraynalı Bogdan Çmielniki askerlerine
Yahudileri kılıçtan geçirme buyruğu verdiğinde, kendilerini kurtarabilenler
hemen güneye Osmanlı toprağına indi. Napolyon Savaşlarını izleyen tutucu ve gerici
Avrupa ortamından kaçan Yahudiler de gene Türklere sığındı ve iyi karşılık
buldu. Balkanlar 1821’deki Yunan başkaldırmasıyla birlikte Türklerden ve öteki
Müslümanlardan temizlenirken, birçok Yahudi de onlara katılarak geldiler.
Birçoğu da Türklerle birlikte orada öldürüldüler. Bu kıyım Yunanistan’da
başlayarak önce Ege adalarına, sonra Bulgaristan, Sırbistan ve Romanya’ya
sıçradı. Ölenler Hıristiyan olmadığı için, bu gerçekler Batı’da bilinmiyor.
Çarlık Rusyası Orta Asya’ya doğru ilerledikçe, önlerindeki Türkî Tatar
Hanlıklarını ortadan kaldırır ve Türkmenleri baskı altına alırken, Yahudilere
de benzer siyaset uyguladı. Britanya Osmanlı toprağı Mısır ile Kıbrıs’a ve
Fransa da Afrika’nın kuzey-batısında Fas ile Osmanlı toprağı Tunus’a ve
Cezayir’e el koyduktan sonra, oralardaki Yahudilerin önemli bölümü de gene elde
kalan Osmanlı topraklarında çıkar yol aradılar. Birinci Balkan Savaşını (1912)
Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan’ın kazanmasıyla, Türklere sığınanlar
arasında Yahudiler de vardı. Birinci Dünya Savaşının ilk yıllarında Doğu
Anadolu’da görülen Rus ilerlemesi o yörelerdeki Yahudilerin de daha güvenli
yerlere çekilmelerine yol açtı. Savaş sonunda Osmanlı başkenti İstanbul’u işgâl
eden İngilizler, Fransızlar ve İtalyanlar Rusya’dan kaçıp gelerek Marmara
Denizi çevresinde bulunan Yahudilerin durumlarını iyileştirmek için hiçbir şey
yapmadılar.Osmanlı toplumu Avrupa’da baskıdan kaçan kişi ve türlü kümelerin de
sığındıkları yer oldu. Macaristan, Polonya ve İsveç’ten kaçmak zorunda kalan
yöneticiler ve siyaset adamları güvenliği Osmanlı devleti buldular. Osmanlı
devleti, insanlığın son kurtuluş adasıydı. Batı onu da yıktırdı.
Yahudileri soykırıma tabi tutan İslâm Âlemi değil, Batı Âlemidir.
Yahudilere karşı düşmanca duygular besleyen ve Yahudilere karşı.ayırt edici
tedbirler alınmasını isteyenlerin görüşü veya tutumu. Roma imparatorluğunda
(İskenderiye’de Yahudi katliamı) antisemitizm, bir cezalandırma (İsa’nın
çarmıha gerilişinin intikamını almak) ve önleyici tedbir olarak tasarlanmıştı
(Hıristiyan inancını her türlü Yahudi sızmasından koruma). Ortaçağda Yahudiler
aleyhine saçma söylentiler (meselâ Hıristiyan çocuklarının Yahudi âyinlerinde
kurban edilmesi) dolaştı: Haçlı seferleri halkın bu inançlarını körükledi.
Yahudiler Fransa’dan, İngiltere’den, Almanya, İtalya ve İspanya’dan kovuldular.
Batı Avrupa’da zulüm görünce Doğu Avrupa’ya sığındılar. Dini sebeplere iktisadi
sebepler eklendi. Faizle para vermek Hıristiyanlara yasaktı; Yahudiler rehin
karşılığı ödünç verir oldular. Toprak sahibi olamayacakları için şehirlere akın
ettiler, borçluların kinini ve başarıları ile herkesin kıskançlığını
uyandırdılar. Yahudilere karşı alınan tedbirler kaldırılınca bazı Yahudiler,
özellikle XIX. yy. da mali, iktisadi ve siyasi alanlarda önemli mevkiler
edindiler; bunun üzerine Yahudi aleyhtarlığı birçok nazariyeci tarafından
doktrin haline getirildi, XIX. yy. sonlarında da birçok memlekete yayıldı.
Fransa’da daha çok bir doktrin çerçevesinde kaldı (Drumont, 1890’a doğru) ve
Dreyfus meselesi ile doruğuna vardı. Fakat Çarlık Rusyası’nda ve Doğu Avrupa’da
kanlı pogromlara ve soygunlara yol açtı. Antisemitizmin en şiddetli
şekillerinden biri 1933’ten sonra Hitler ve Nazi partisi tarafından ortaya
atıldı, Almanya’da ve İkinci Dünya savaşında Alman orduları tarafından işgal
edilen memleketlerde uygulandı. Yahudilere karşı alınan tedbirlerin hedefi, bu
maksatla hazırlanmış toplama kamplarında sistemli bir şekilde yok edilmeleri
idi. 1933 ile 1945 arası en azından altı milyon Avrupalı Yahudi öldürüldü; en
büyük katliam Polonya’da yapıldı. Bugün, sosyal planda antisemitizm bazen
Yahudilerle temastan kaçınma şeklinde olur. Bu durum birçok memlekette, özellikle
A.B.D.’de, hattâ en önemli Yahudi cemaatinin toplu olarak bulunduğu New York’ta
bile görülmektedir.
Yahudiler, Hitler ve Nazi partisi tarafından tabi tutuldukları
soykırım cinayetlerinin intikamını Filistinli Müslümanlardan almaya
çalışıyorlar. Hitler, yeni Hitler doğurdu. İsrail’deki her bir yönetici aynı
zamanda Filistinli Müslümanları soykırıma uğratmaya çalışan bir Hitler’dir.
İslâm toprağı olan Filistin’de Siyonizm bir Yahudi devleti
kurabilmek, Yahudileri bu devletin çatısı altında toplayabilmek için
Antisemitizme ihtiyaç duydu. Dolayısıyla Ortadoğu’da Antisemitizm, Yahudiliğin bir icadıdır. Çünkü Antisemitizme Siyonizmin ihtiyacı vardı. Batı’da
antisemitizm sorunu Yahudi Terör Üssü İsrail’in Siyonoizm ideolojisini geliştirmeye
başlamasından önceye dayanır. Yani Batı’daki antisemitizmin tarihi ideolojik
Siyonizmin tarihinden daha eskidir. Dolayısıyla ideolojik Siyonizmin var olan
bir sorunu kendi lehine kullandığını ve bunu başarabilmek için de söz konusu
sorunu sürekli gündemde tutma, hatta etkinliğini artırma yoluna gittiğini
söylemek, gerçeğe muhalif bir durum değildir. İdeolojik Siyonizmin örgütsel
çalışmalarında ve Amerika’nın Ortadoğu Terör Karakolu olma sürecinde en çok
antisemitizmden faydalandığı inkâr olunamaz bir gerçektir. Bugün de Siyonist İsrail, Gazze’de gerçekleştirdiği katliam,
soykırım faciasında da antisemitizmden faydalanmak istiyor. Şunu bilelim ki;
Gazze Faciası karşısında Siyonist İsrail rejiminin ve dünyadaki Siyonist
odakların ve onların baş hâmisi olan Amerikan emperyalizminin karşısına
dikilmek,anti-semitizm suçlamasıyla susturulamaz asil bir duruştur. İmanı olan
her Müslüman, vicdanı delinmemiş her insan, Yahudi Terör Üssü İsrail’i düşman
ilan etmelidir. Yahudi Terör Üssü İsrail sadece Filistinli Müslümanların değil,
bütün insanlığın düşmanıdır.
Bu dünyada Yahudiler rahat etmek, huzurlu yaşamak istiyorlarsa,
yapacakları tek şey; Filistin İslâm Devleti’nin kurulmasına engel olmaktan
vazgeçip Filistin İslâm Devleti’nin himayesine sığınmaktır. Filistin İslâm
Devleti’ne cizye vermek suretiyle din, mal, nesil, can ve akıl emniyetlerine
kavuşabilirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder